TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

Manisa’nın Soma İlçesinde Meydana Gelen Maden Kazalarının Araştırılarak Alınması Gereken

İş Sağlığı ve İş Güvenliği Tedbirlerinin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan

Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığına

Soma Meclis Araştırma komisyonumuz, değerli Milletvekillerimiz, komisyonda görev yapan değerli meclis çalışanları ve katılımcılar sizleri DİSK / Dev. Maden – Sen adına selamlıyor, çalışmalarda başarılar diliyoruz.

İşçi hakları, ISIG, bu tür kazaların önlenmesi ve mevcut durum hakkında değerlendirme ve önerilerimizi sunarken:

Öncelikle belirtmek isteriz ki; Soma’da bir yandan yaraların sarılması konusunda çok yoğun çabalar sürerken, diğer taraftan açıkça yasa ve hak ihlalleri de sürmektedir.

Türkiye’de madencilikte kurulmuş olan ve bir parçası olarak Soma’da dengesiz biçimde oluşmuş bulunan sistemi görmeden, değerlendirmeden sorunları anlayıp, gideremeyiz.

Rekabete dayanan dünya ticaret ve sanayileşme yarışında, ülkemizde madencilik alanında sermaye birikimi ucuz işçilikle sağlanıyor. Ucuza üretmek için iş, alt işverenlere bölünüyor. Böylelikle üretim maliyetlerini düşürmek adına standartlar ve yasalar ihlal ediliyor. Aşırı zorlamayla üretim miktarları artırılıyor. Bunun her ikisi de işçinin sırtından sağlanıyor. İşte Soma faciası bu modelin, bu sistemin sonucudur.

Bir daha böyle facialarla karşılaşmamak için bu sistem sorgulanmalı, değiştirilmelidir.

Bilindiği gibi madencilikte de denetim iç denetim ve dış denetimden oluşuyor. İç denetim: teknik nezaretçi, iş güvenliği uzmanı vb; Dış denetim ise ÇSGB, MİGEM, Enerji Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılmaktadır. Ayrıca yetkili sendikaların sorumlulukları, işlevleri önemlidir.

İç denetim maaş ve ücretler bakımından tamamen işverene bağımlıdır. Bu bakımdan objektif olamamakta, işlevli olamamaktadır. Dış denetimi yapanlar ise metanlı, yangınlı bu sahalarla ilgili deneyim ve tecrübe konusunda eğitim almış, yetişmiş değillerdir.

Ne yazık ki; sendikalı ve toplu sözleşmeli olan bu işyerlerinde ana üretimde alt işverenler, taşeronlar, dayıbaşları, ekip başları üretim yapmaktadır. Taşeronlar denetim ağını ve yasal standartları zayıflatmaktadır.

Diğer önemli bir konuda şöyledir. Hak ihlallerinde ve yasaların çiğnenmesinde işçilerin adalete erişim mekanizmalarında kapsamlı sorunlar vardır. Adalete erişim konusunda ihlallerin engellenmesine ve güncel düzenlemeye ihtiyaç vardır.

Örneğin geçen yıl TKİ/ELİ’ye bağlı Soma, Darkale bölgesindeki sahada faaliyet gösteren Uyar Madencilik işyerinde Kasım 2013 yılında tekrar meydana gelen iş cinayetinde de bir işçi ölmüş, üç işçi de yaralanmıştır. ÇSGB müfettişleri üst üste ölümlü iş cinayetleri olan bu işyerini, eksikleri tamamlanmasına kadar kapatmıştır. İstenen önlemlerin maliyeti, rezerv ve bir kaç ay sonra sözleşme süresinin tamamlanacak olması nedeniyle işveren faaliyetine son vermiş, işçilere de kapıyı göstermiştir. Ödemek zorunda olduğu maaş ve kıdem tazminatları için 2016-2017 yılları tarihli senet vereceğini, ancak senetleri işverenin hazırladığı sözleşmeyi imzalayan işçilere vereceğini beyan etmiştir. Teklif edilen sözleşmede: senetleri başkasına ciro etmeyeceği, zamanında ödenmez ise icra işlemi yapılmayacağı, işverenden başkaca alacağı kalmadığı ve dava açmayacağı gibi komik maddeler bulunmaktadır. İşçiler bunu üzerine üyesi oldukları ve işyerinde toplu iş sözleşmesi bağıtlamış olan Türkiye Maden-İş sendikasına başvurarak sorunu çözmesini talep etmişler. Sendika ise işverenin zor durumda olduğunu, senetleri almalarının hayırlı olacağını, başkada bir şey yapılamayacağını söylemiştir üyelerine. Hâlbuki yasalarda kıdem tazminatları, ücret ve işçi alacaklarının ödeme süre ve koşulları açıkça tanımlanmıştır.

Bu işçilerin haklarını alması konusunda yetkili olan sendika değil, bizim sendikamız görev yapmış; dava açılması, üst işveren olan ELİ’den Uyar Maden İşletmesinin istihkak, alacak ve teminatlarının ödenmeyen işçi hakları için bloke edilmesi vb çalışmalar yapılmıştır. Uyar madencilik işvereninin devletteki alacakları ne yazık ki ödenmiştir. Ama işçilerinin Ekim ve Kasım 2013 yılına ait maaşları, kıdem tazminatları ve diğer alacakları halen ödenmemiştir. Yani hak ihlalleri, yasa ihlalleri sendikalı olmalarına rağmen eskiden beri kapsamlı ve sistematik biçimde yapılmaktadır. Halende devam ettirilmektedir.

Ülkemizin 2014 Mayıs ayı gündemine damgasını vuran faciada 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Kömürleri A.Ş’nin kazalanan Eynes ocağı dışındaki diğer (Işıklar ve Ata bacası) iki linyit ocaklarında o günden bu yana üretim yoktur. Ocakların eksikleri giderilememiştir. İşçiler ücretsiz izinli sayılıyor, ocakların geleceğine dair çeşitli yorumlar yapılırken işletmede çalışan işçiler ise bir yandan yaşamını yitiren arkadaşlarının üzüntüsünü, travmasını taşırken diğer yandan belirsizlik ve gelecek kaygısıyla yaşıyorlar. Facianın olduğu ocağın dışındaki üretime ara vermiş bulunan bu ocakların eksiklerinin hızla tamamlanarak güvenli biçimde üretime alınması konusu önemle ve hızlıca ele alınmalıdır. Bu konuda maden sahalarının sahibi olan Enerji Bakanlığı TKİ/ELİ’nin üst ve ana işveren olarak da yetki ve sorumluluğu vardır.

Soma’da işverenlerin yaşanan iş cinayeti sonrasında hala, yasal olmayan uygulamalarına kaldığı yerden hiç ara vermeden devam ettirme çabaları ısrarla sürüyor. Bunlardan İmbat Madencilik Enerji Turizm San. ve Tic. A.Ş işvereni, işçilerin taleplerinin yeraldığı dilekçeleri  almıyor, işçilerden E DEVLET ŞİFRESİ istiyor, raporlu işçiyi işten atıyor. İş cinayetleriyle ölümlere karşı çıkarak yaşamı ve yasal haklarını savunan işçiler şimdi işveren ve onun kuklası sendikanın boy hedefinde baskı görüyorlar, taciz ve tehdit ediliyorlar.

Faciadan sonra yasadışı uygulamalar Soma özelindeki genel hassasiyete rağmen, başvurularımıza ve suç duyurularımıza rağmen, devam etmektedir. Denetlemeler yapılıp ocaklar güvenli hale getirilene kadar işçilerin yeraltında çalışmaya zorlanamayacağı, işten atılmayacağı, maaş ve ücretlerinin teminat altında olacağı devletin en üst düzey yetkilileri tarafından söz verilmesine rağmen hem bu hususlar hem de diğer genel yasalar açıkça ve ısrarla ihlal edilmeye devam edilmektedir.

İşten atılan işçiler vardır. İşten atıldığı söylenen ve işyerine sokulmayan işçilere yasa gereği yapılması gereken yazı bildirimler yapılmayarak, atıldığı gerekçesiyle işyerine alınmayan işçinin ardından işe gelmediği için tutanak tutulup kusurlu duruma düşürülme hilesi vardır.  İşten atılmaya zorlanan işçilerden, başka iş bulduğu için kendi rızasıyla işten ayrılma dilekçesi imzalatılmaya zorlanarak atılmaya çalışan işçiler vardır. (Örnek: İmbat’dan atılan; Recep Kocabıyık  Tel: 0536 787 92 24, Soma Kömürlerinden istifa dilekçesi alınıp fakat kıdem tazminatı ödenerek atılan işçi Adem Gürsoy Tel : 0536 294 68 42)

İşverenler kanuna açıkça aykırı biçimde işçilerden e-devlet şifresini ve bu şifrenin bulunduğu belgeyi almaya çalışmakta ve bu belgenin işverene teslim edilmesini isteyen duyuruları ilan panolarına asmaktan bile çekinmemektedir.(Örneği ekte sunulmuştur)

Sendikal ayrımcılık ve baskı,  tehdit, ceza vermek ve işten atmak gibi yasa dışı uygulamalarla devam ettirilmektedir. Bu konuda sendikamızın Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyuruları, Kaymakamlık, ÇSGB ve ilgili diğer mercilere yazılı başvuruları yazımız ekindedir.

Tüm bu uygulamalar açıkça yapılmaya devam ederken, Soma’daki yetkili sendika Türkiye Maden – İş Sendikası’nın bilgisi, onayı ve işbirliğiyle yapılmaktadır. Soma’da durum böyledir.

Taleplerimiz: 

* Türkiye’de madenciliğin daha iyi ve etkin yapılabilmesi için sosyal taraflardan, üniversitelerden alınan görüşlerle ulusal madencilik politikasının temel çerçevesi oluşturulmalı. Bunun ardından madencilik mevzuatı yeniden ele alınmalı, düzenlenmelidir.

* Taşeron uygulaması kaldırılmalı, kiralama ve hizmet alımı standartları düzenlenmelidir.

*İç ve dış denetim standartları etkin, bağımsız ve gerçekçi sonuçlar üretecek şekilde düzenleme yapılması hayati derecede gerekmektedir. Etkili yetki ve yaptırımlara sahip olan Fenni nezaretçi ücretleri, denetlenen işveren tarafından değil ortak havuzda oluşan gelirden sağlanmalı ve görevlendirmeler bağımsız kurullarca yapılmalıdır. Denetim ağını risk değerlendirme ve alınması gereken önlemlerin tespiti bakımından da işverenlerden bağımsız hale getiren düzenlemelere ihtiyaç vardır.

Denetim sürecinde sendika ve konfederasyonlar, TMMOB ve Maden Mühendisleri Odası, TTB, denetim mekanizmasının işleyişini denetlemeli, sonuçları TBMM, hükümetler ve kamuoyuna raporlayan etkili pozisyon sağlaması mevzuata dahil edilmeli.

* ILO 176 Sayılı Sözleşmesi ülkemiz tarafından imzalanmalıdır.

* MİGEM, ÇSGB ve Enerji Bakanlığının, metanlı ve yangınlı ocakları etkin denetleyecek uzman ve müfettiş eğitimi yeterli kalite ve sayıda olacak şekilde ve ihtiyacı karşılayacak bağımsızlık sağlanarak mevzuatta yerini almalıdır. Bu denetimleri merkezlerden ve belli zamanlarda yapmak yerine, yerel birimler haline getirilen denetimler maden havza ve bölgelerine taşınmalıdır.

Denetimlerin ve sonuçlarının şeffaflığı ve işçiler ile kamuoyunca ulaşılırlığı, erişilirliği garanti altına alınmalıdır.

* Soma’daki (ve maden havzalarındaki) hastanelerde bulunmayan yanık ünitesi gibi gerekli üniteler kurulmalı, ortopedi vb servisler güçlendirilmelidir.

* Meslek hastalıklarını ölçüp, değerlendiren ve tedavi eden sağlık birimleri ve mevzuat eksiği ile önlenmesine ilişkin mekanizmalar tamamlanmalıdır.

* Bölgede iş mahkemeleri olmadığı için iş davaları başka mahkemeler tarafından yerine getirilmektedir. İşçilerin adalete erişim olanakları çok zayıftır. Adaletle ve seri usül davalarıyla ilgili mevzuat ve uygulamalara ilişkin ihtiyaçların yanında iş mahkemeleri ihtiyacı için adım atılma gerekliliği ele alınmalıdır.

* ISIG mekanizmalarında yer alan işçilerin eğitim, izin ve iş güvencelerini yasal olarak sağlanmalıdır.

* Enerji Bakanlığımız hem madencilik ve enerji kaynaklarımızdan gelen ve hem de asıl ve üst işveren olarak sorumluluklarını yerine getirirken en ucuza ve en çok üretime odaklanmak yerine çevresel, insani norm ve mevzuata, kamu ve ülke yararına odaklanma görevi kuvvetlendirilmelidir.

Devlet yetkilileri tarafından Soma için verilen haklı ve yapıcı vaadlerin gecikmesinin ve işverenler tarafından deforme edilmesinin önlenmesi gereken talepler:

* Devlet organlarınca denetimleri yapılana ve teftiş raporları ile eksikleri tamamlanana kadar işçilerin madene inmesinin zorlanamayacağı,

* Bu süreç zarfında hiçbir işçinin çıkışının verilmeyeceği,

* Ücretlerin eksiksiz ve tam ödeneceği,

* Taşeron sistemin kaldırılacağı,

* Yeraltında çalışanların günlük 6 saat, (4 vardiye) yasal düzenlemesinin yapılacağı,

* Emeklilik yaşı ve haftalık çalışma saatleri ile ilgili yasaların çıkarılması,

* Ölen madencilere TOKİ’den ev, yakınlarından en az birisine iş sağlanması,

* Resmi tatil ve yıllık izinlerin yer altı sigortasından işlem görmesinin sağlanması,

* Yeraltında çalışanların dinlenme ve yemek sorununun çözülmesi,

* Uyar Madencilik çalışanlarının 2013 yılına ait eski alacaklarının ödenmesi.

Saygılarımızla. 

 

Dev. Maden – Sen Genel Yönetim Kurulu

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir