AB İstatistik Ofisi (Eurostat) 2022’in ilk yarısında (Ocak) brüt asgari ücrette Türkiye’nin tüm AB ülkelerinin gerisinde olduğunu açıklamıştı. Türkiye’de 2022’nin ilk altı ayında brüt asgari ücret 328 euro iken Bulgaristan’da 332 euroydu.

Eurostat, asgari ücretin satın alma gücünde diğer ülkelerin 2022 yılı ikinci veri (Temmuz) veri değerlendirmesinde ise Türkiye’de asgari ücrette yapılan zamla 6 bin 471 lira olan bürüt asgari ücret TCMB’nin 1 Temmuz kuru karşılığında brüt 370 euro olarak açıklamıştı. TL’nin döviz kuruna karşı değerinin her gün gittikçe düşmesi ile birlikte Eurostat Türkiye’nin verisini güncellemedi ve daha önce açıkladığı 2022 yılı ikinci dönem Türkiye verilerini güncelleştirdiği yeni sistemden kaldırdı. Altını çizersek Eurostat’ın Türkiye’yi sistemden kaldırmasında asıl sebep Türk lirasının euro karşısında değer kaybetmesiyle satın alma gücünün düşmesi, yani TL’nin her gün Euro karşısında değer kaybederek değişen istikrarsızlığıdır. 

Bürüt asgari ücret olan 6471 liranın euro karşısında bürüt asgari ücret değerinin yaklaşık 350 euro sınırına gerilediğini, asgari ücretin net olan 5500 lira olan değerinin bugünkü karşılığının ise yaklaşık olarak 300 euro ettiğini de not düşelim.

Eurostat’ın açıkladığı verilerine göre 2022 yılı ikinci yarısında en yüksek aylık brüt asgari ücret Lüksemburg’da. Bu ülkede asgari ücret 2 bin 313 Euro. İkinci sıradaki Belçika’da asgari ücret bin 842 Euro olurken İrlanda’da bin 775 Euro ile üçüncü sırada yer alıyor. Zirvedeki üçlünün ardından sırasıyla Hollanda (bin 756 Euro), Almanya (bin 744) ve Fransa (bin 646 Euro) geliyor.

Ülkemize gelince; 2022 Temmuz’da asgari ücret net 1.246,6 TL artırılarak 5 bin 500 TL’ye yükseldi. Böylece asgari ücrete yüzde 29,3’lük bir zam yapılmış oldu. Oysa artan enflasyon karşısında asgari ücret 2022 Ocak-Mayıs arası 5 ayda 5 bin TL erimişti. Sadece mayıs ayındaki kayıp ise 1.515 TL oldu. Asgari ücrete yapılan 1.247 TL’lik artış, asgari ücretin mayıs ayı kaybını bile gidermeye yetmedi, Haziran ve Temmuz verileri ile karşılaştırıldığında durumun ne denli adaletsiz olduğu ortadadır.

Yine dünyayla özellikle de Avrupa ile entegre olduğumuz iddialarına da şöyle cevap verelim; birçok Avrupa ülkesinde asgari ücret çalışanlara kıyaslandığında ya yüzde 1 ile yüzde 3 düzeyinde ya yine yüzde olarak bu sınırlarda olsa bile toplu sözleşmeyle belirleniyor ya da asgari ücret uygulaması olmadan tüm ücretler toplu sözleşmeyle belirleniyor. Asgari ücretin uygulandığı bir kısım Avrupa ülkesinde ise merkezi ve yerel hükümetin ve belediyenin asgari ücretle geçinen işçilere çeşitli yardımlar (kira, elektirik, yakıt ve gıda vb yardımı) yaptığını da belirtelim.

Çalışan nüfusun yarısının asgari ücretle çalıştığı ülkemizde 300 euro net asgari ücretle geçinmek bir ayı bırakın bu artan enflasyon karşısında 1 hafta ancak mümkün. Ekonomimizin dünyayla rekabet etiğini, döviz cinsinden yaptığımız ihracatın gittikçe büyüdüğünü övünerek anlatan siyasetçilerimize ve karlılıktan iştahları kabaran işverenlerimizin işçi sınıfına reva gördükleri asgari ücret muamması maalesef böyle.

Yoksulluk sınırının 20 bin lira civarında olduğu ve tek bir işçinin yaşam maliyetinin 8 bin 300 liraya ulaştığı ülkemizde bu asgari ücret miktarları ile geçinmek mümkün değildir, bunu kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz!

Bu adaletsiz ve eşitsiz gelir dağılımının ortadan kaldırılması için talebimiz:  

  • Çalışanların tüm ücretleri ve sosyal hakları sendikal yollarla ve toplu sözleşmeyle belirlenmeli,
  • Asgari ücret tartışmalı resmi enflasyon oranlarına göre değil, geçim şartlarına ve ekonomik büyümeye göre saptanmalı. Dar gelirlilerin gıda enflasyonu ile kişi başına gayri safi yurt içi hasıla (KB GSYH) artışı (büyüme) esas alınmalı,
  • Brüt asgari ücret net olarak ödenmeli,
  • Yüksek enflasyon döneminde ücretler bir yandan enflasyonla öte yandan vergi ve kesintilerle azalmaktadır. Asgari ücrete sağlanan vergi istisnası (muafiyeti) yüksek enflasyon döneminde (enflasyon yüzde 10’un altına ininceye kadar) asgari ücretin iki katına kadar yükseltilmeli,
  • Asgari ücretin iki katına kadar olan ücretlerden gelir vergisi alınmamalıdır.

Hak verilmez alınır şiarıyla; hakkımız olanı örgütlenerek, sendikalaşarak ve mücadele ederek alacağız.