Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) üyesi Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası (DEV. MADEN – SEN), bugün Soma’da gerçekleştirdiği eylem ve etkinliklerle yine Soma madencilerine verilen ve yerine getirilmeyen sözleri hatırlattı.

“Madenciye verilen sözler tutulsun, Soma’nın yaraları sarılsın” diyenDev. Maden – Sen üyeleri, saat: 18.30’da Soma Madenci Heykeli önünde buluşup, yaşamını yitiren madenciler için saygı duruşunda bulunduktan sonra Hükümet Konağı önüne yürüdüler.

13 Mayıs’ta 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamda ölenlerin ailelerinin de katıldığı yürüyüşe, DİSK Genel Başkanı Kani BEKO, DİSK eski Genel Başkanı ve şu anda İzmir Milletvekili olan Süleyman ÇELEBİ, Manisa Milletvekili Özgür ÖZEL ve Maden filminin başrol oyuncusu Tarık AKAN ile maden işçileri katıldılar.

Hükümet Konağı önünde Dev. Maden – Sen Genel Başkanı Tayfun GÖRGÜN’ün yaptığı açıklamanın ardından DİSK Genel Başkanı BEKO, Sanatçı AKAN, DİSK eski Genel Başkanı ÇELEBİ ve bir madenci ailenin kız çocuğu ile Milletvekili ÖZEL yürüyüşe katılan kitleyi selamladılar.

Dev. Maden – Sen Genel Başkanı GÖRGÜN’ün yaptığı konuşma şöyleydi;

“Değerli dostlar,

Konfederasyonumuz DİSK’in değerli Genel Başkanı KANİ BEKO, DİSK eski Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Sayın SÜLEYMAN ÇELEBİ, Manisa Milletvekili ÖZGÜR ÖZEL ve sanatını halkla bütünleştiren, bugün izleyeceğimiz “Maden” filminin başrol oyuncularından Sayın TARIK AKAN… Değerli işçi kardeşlerim, sevgili mücadele arkadaşlarım, değerli Soma halkı…

Bugün burada bir kez daha Soma işçisinin yalnız ve sahipsiz olmadığını herkes görmektedir. Burada maden işçisinin özgür iradesi ve birleşik gücü var. Burada şehitlerimizin anısı ve onların hesabını soracak irade var. Burada DİSK var, DEV. MADEN – SEN var.

Hiç kimse ama hiç kimse 301 kardeşimizin yaşamını yitirdiği katliamı unutturamayacaktır. Unutturulmalarına sals izin vermeyeceğiz. Katliamın hemen ardından hakkımız olan ve bize verilen sözleri de unutturamayacaklardır. Soma’nın adıyla anılan yasa taslağının TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başladığı gün Ankara’ya gitmiştik. Hükümeti Ankara’da Meclis’in önünde uyarmıştık. Verilen sözlerin değiştirilmeden yasalaşmasını isteyerek, haklarımızın takipçisi olduğumuzu belirtmiştik. Onlar Meclis’i tatile sokarak kamuoyunu ve Soma’yı oyalayıp unutturmak istediler. Zaten ta başından 15 maddelik maden yasasının 160 maddelik torba yasaya çevrilmesi bir oyalama taktiğiydi. Artık bu taktiği daha fazla sürdüremeyeceklerdir. Çünkü DİSK var, DEV. MADEN – SEN var, Soma işçilerinin gür sesi ve mücadelesi var. Bizlere verilen sözler yerine getirilmedikçe susmayacağız.

Buradan hükümete sesleniyoruz: Soma işçilerine verilen sözler ve maden yasası (Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atamaları gibi) torba yasadan ayrılıp 28 Ağustos’ta açılan Meclis’te görüşülmeli ve derhal çıkarılmalıdır. 1-2 gün içinde çıkarılacak yasa için 3 aydan fazla zaman geçti. Ayıptır, günahtır. Bunun daha fazla uzatılmasını istemiyoruz.

Değerli arkadaşlar bildiğiniz gibi bu facianın meydana geldiği şirketin burada 2 ocağı daha var. Bu ocaklarda eksikliklerden dolayı 3 aydan beri üretim yapılmamaktadır. Eksiklerin tamamlanması beklenilen bu 3 aylık süre içerisinde tüm eksiklikler giderilip bütün güvenlik önlemleri alınarak bu ocaklar açılabilirdi. Ancak bunu yapamadılar, yapmadılar. Tüm eksikler giderilerek her türlü güvenlik önlemleri alınarak ocakların açılması bizim de isteğimizdir.   Ocakların tam ve güvenli bir şekilde açılması geciktiği takdirde işçilerin tüm yasal hakları korunarak ve maaşları tam olarak ödenmelidir.

9 Temmuz tarihinde Enerji Bakanı ile görüşmemizde kendisinden bu ocaklar için şunu talep etmiştik: Bu ocakların eksiklerinin şirket tarafından tamamlanmasının şartları yoktur. Bu sorumluluğu Enerji Bakanlığı üzerine almalı ve eksikler kısa sürede tamamlanarak ocaklar açılmalıdır. Ne var ki şu ana kadar, ocakların asıl sahibi olan bakanlığın sorumluluk ve çabası yeterli düzeyde hissedilmedi. Aynen verilen sözlerin yerine getirilmediği gibi bizim bu taleplerimiz de karşılık bulmadı. Soma’dan bu talebimizi bir kere daha dile getiriyoruz. Enerji Bakanlığı ocakları üzerine almalı, güvenli bir şekilde üretim yapılacak duruma getirmelidir.

Değerli arkadaşlar; sözün özü odur ki verilen sözler unutulabilir, unutturulmak istenebilir. Yapılması gerekenler göz ardı edilerek 13 Mayıs katliamı öncesindeki sisteme geri dönülme hevesinde olanlar var olabilir. Tüm kamuoyu oyalanmak ve katliam unutturulmak istenebilir. Tüm bunlara karşı duracak yegâne ses ve güç bizim örgütlü mücadelemiz olacaktır. Biz birlikte olduğumuz ve birbirimize kenetlenerek sesimizi yükselttiğimiz takdirde bunlar yapılamaz ve yapılamayacaktır. Taleplerimizin ve verilen sözlerin yerine getirilmesi, maden işçilerinin kararlı olmasına, birlikte mücadele etmeyi sürdürmesine bağlıdır. Yani maden işçisi uyur ise, Soma uyursa herkes uyur.

Bize verilen sözler tutuluncaya kadar, taleplerimiz gerçekleşinceye kadar mücadele edecek miyiz? Buradan meclise sesleniyoruz: 28 Ağustos’ta maden yasasını gündeme alın, verilen sözler tutulsun. Aksi takdirde verilen sözlerin takipçisi olmak ve taleplerimizin ısrarcısı olmak için burada maden işçileri ile ortak karar alıp Ankara’ya ne zaman ve nasıl geleceğimizi tartışmaya başlayacağız. Bunu da bu alandan bütün kamuoyuna bildiriyoruz.

Değerli arkadaşlarım buradan sizinle bir bilgiyi de paylaşmak istiyorum: Kanunsuz bir biçimde yasaklanan grev kararını protesto etmek isteyen 30 maden işçisi kardeşimiz Ankara/Çayırhan’daki madende işten atılmıştır. Çayırhan’da yetkili Maden İş Sendikası, işten atılan maden işçilerini ortada bırakıp kaçmıştır. Dev. Maden – Sen’e başvuran maden işçisi arkadaşlarımızın mücadelesi, bizim de mücadelemizdir. Buradan Soma maden işçileri olarak Çayırhan maden işçisinin yanında olduğumuzu ve mücadelelerini sahiplendiğimizi bütün herkese duyuruyoruz.”

GÖRGÜN’den sonra konuşan madenci çocuğu Sema ÇELİK ise şunları söyledi;

“Değerli büyüklerim,

Ben bir madenci çocuğuyum.

Benim babam katliamın olduğu ocakta çalışıyordu.

Biliyorum ki, babam şimdi şans eseri yaşıyor.

Benimle aynı yaşta olan yüzlerce çocuğun babası gibi ölebilirdi.

Buna şans denilir mi bilemiyorum.

Benim pek çok arkadaşım yetim kaldı. Buna nasıl üzüldüğümü ifade edemem. Onların babasız kalmalarına dayanamıyor, yüzlerine bakamıyorum. Söyler misiniz ey büyüklerim, bu durumun suçlusu ben miyim?

Ben bir madenci çocuğuyum. Hergün endişe içinde babamı işe göndermek ve aynı korku ve endişeyle yolunu beklemek çok canımı acıtıyor.

Ben bir madenci çocuğuyum.

Ölümlerin bizler için bir kader olmasını istemiyorum.

Ne kendimin yetim kalmasını, ne de arkadaşlarımın yetim kalarak, babasız boynu bükük yaşamasını istemiyorum.

Ben bir madenci çocuğuyum.

Çocukların baba sevgisinden mahrum yaşamasını istemiyorum.

Ben bir madenci çocuğuyum.

Hem kendi geleceğimi hem de arkadaşlarımın geleceğini istiyorum.”

Maden işçisinin çocuğunun konuşması yaşamını yitiren pek çok madencinin eşinin duygulu anlar yaşamasına ve kendilerini tutamayarak ağlamalarına neden oldu.

Soma’da Dev. Maden – Sen tarafından gerçekleştirilen bir başka etkinlik ise Maden filminin gösterimiydi. 1978’lerde çekilen Madenci filmi bugün Soma’da sanatçı Tarık AKAN’ın da katılımıyla gerçekleşti.

Saat : 20:30’da, 13 Eylül Parkı’nda buluşan madenciler ve Soma halkı, Tarık AKAN’a büyük ilgi gösterdiler. AKAN’la birlikte filmi izleyen Soma’lılar, film gösterimi öncesi ve sonrasında onunla sohbet etme, hatıra fotoğrafı çektirme şansını da yakalamış oldular.

Sanatçı Tarık AKAN gerek yürüyüş sonrasında gerekse film gösterimi sırasında yaptığı konuşmada DİSK’in önemine değinerek tüm işçileri DİSK’te örgütlenmeye çağırdı. Filmi izleyenler AKAN’ı uzun süre alkışladılar.

 

Bundan tam 36 yıl önce, yani 1978 yılında çekimi yapılan film, bugün izleyen pek çok madenci için anlamlı bulundu. Konuşan madenciler arasında birçoğu, bu film yapıldığı tarihlerde kendilerinin henüz dünyaya gelmediklerini söylediler. 23 Ağustos 2014

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir