DİSK Genel Başkanı Kanı BEKO ile sendikamızın Genel Başkanı Tayfun GÖRGÜN, bugün saat: 16:30’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner YILDIZ’ı bakanlık makamında ziyaret ederek, Soma’da ki sorunlar ve çözüme ilişkin taleplerimiz hakkında görüştü.
Yapılan görüşme sırasında bakan YILDIZ’a Soma’da yaşanan sorunlar ve çözüme ilişkin bir dosya da sunuldu. Görüşmede Soma’da ki madenlerin gerçek sahibi olan Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TKİ) yetkilileri bulundu.
Bakan YILDIZ, aktarılan sorun ve talepleri inceleyip, takip edeceklerini ve sorunların bir kısmına ilişkin katedilen mesafe vb. konularda bilgi verdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner YILDIZ’a sunulan dosya ve içeriği şöyle;
Sayın Taner YILDIZ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Sayın Bakan;
Dünya ticaret ve sanayileşme yarışındaki rekabette, ülkemiz madencilik alanında sermaye birikimi ucuz işçilikle sağlanıyor. Rekabet ve acımasız kar ihtirası hedefine ulaşmak için ucuza üretmek ve kuralları altüst eden tehlikeli aşırı üretim zorlaması ülkemiz tarihine Soma faciasını kaydetmiştir. Sürdürülmesi mümkün olmayan, sorgulanması ve değiştirilmesi gereken bu ihtira için iş, alt işverenlere/taşeronlara, dayı başlarına kadar parçalanıp, bölünüyor. Böylelikle üretim maliyetlerini düşürmek adına standartlar, yasalar ve bütünlük ihlal ediliyor. Aşırı zorlamayla üretim miktarları artırılıyor ve maliyetlerin düşürülmesinin her ikisi de işçinin sırtından sağlanıyor. İşte Soma faciası bu modelin, bu sistemin sonucudur.
Ülkemizde ve Soma özelinde kömür işletmeciliğinde İşçi hakları, ISIG, bu tür kazaların önlenmesi ve mevcut durum hakkında değerlendirme ve önerilerimizi sunarken 301 madenci kardeşimizin hayatını kaybettiği Mayıs ayından sonra Haziran 2014 ayında da cinayete dönüşen iş kazalarında en az 10 işçi daha yaşamını kaybetmiştir.
Türkiye madenciliğinde; yasaları, mevzuatı, madencilik bilim ve geleneğini ihlal ederek işverenler ve çıkar çevreleri tarafından fiilen kurulmuş bulunan vahşi sistemin bir parçası olarak Soma’da daha çarpık ve dengesiz biçimde oluşan sistemi değerlendirmeden sorunlar ve cinayetler köklü ve kalıcı olarak giderilemez.
Bir daha böyle facialarla karşılaşmamak için bu sistem sorgulanmak ve düzenlenmek zorundadır.
Özellikle belirtmek isteriz ki; Soma’da bir yandan yaraların sarılması konusunda çok yoğun çabalar sürerken, diğer taraftan da sistematik ve ısrarlı biçimde yasa ve hak ihlalleri de işverenler tarafından sürdürülmektedir.
Sendikamız tarafından İşverenlerin Soma’daki kanun dışı uygulamalarına karşı Soma Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyuruları ile Kaymakamlık, ÇSGB birimleri ve ilgili kurumlara yaptığı başvurulardan örnekler ekte yer almaktadır.
Etkin Denetim:
Bilindiği gibi teknik nezaretçi, iş güvenliği uzmanı vb tarafından yapılan İç denetim maaş ve ücretler bakımından tamamen işverene bağımlıdır. Bu nedenle objektif olamamakta, işlevli olamamaktadır.
ÇSGB, MİGEM, Enerji Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılan dış denetim görevindeki müfettişler ise metanlı, yangınlı bu sahalarla ilgili deneyim ve tecrübe konusunda eğitim almış, yetişmiş değillerdir.
Ayrıca yetkili sendikaların hak ihlallerine ve yasal olmayan uygulamalara sessiz kalmaları, bu cinayetlerdeki sorumlulukları, işlevleri önemlidir. İşverenlerin bu sendikaları aşırı derecede kollayıp ve savunarak yetkili sendika olarak kalmalarını sağlama çabaları Anayasamızın ve yasalarımızın bu açıdan da çiğnenmesi bu güne kadar engellenememiş diğer bir husustur.
Ne yazık ki; sendikalı ve toplu sözleşmeli olan bu işyerlerinde ana üretimde işverenlerin altında alt işverenler, taşeronlar, dayıbaşları, ekip başları, mevzuatımızca yasak olmasına rağmen üretim yapabilmektedir. Taşeronlar denetim ağını ve yasal standartları aşırı derecede ihlal etmekte ve zayıflatmaktadır.
İşverenlerin kanun dışı uygulamaları devam etmektedir:
Facia, ölümler ve hak ihlallerinde önemli bir konuda işçilerin hukuk ve adalete erişmesinin engellenmesidir. Hak ihlallerinde ve yasaların çiğnenmesinde işçilerin adalete erişim mekanizmalarında kapsamlı sorunlar vardır. Adalete erişim konusunda ihlallerin ve güçlüklerin ortadan kaldırılması için düzenlemeye ihtiyaç vardır. İşverenler işçilerin adalete ulaşıp sonuç almasını engellemek için, tutanak, kayıt sistemi, evrak kayıt, muhasebe ve personel evrakları, işçilere verilmesi zorunlu belgeler, bildirimler vb alanlarda tahrifat, hileli belge benzeri yasa dışı uygulamalarına devam etmektedirler.
Soma’da işverenlerin yaşanan iş cinayeti sonrasında hala, yasal olmayan uygulamalarına kaldığı yerden hiç ara vermeden devam ettirme çabaları ısrarla sürmektedir. Bunlardan İmbat Madencilik Enerji Turizm San. ve Tic. A.Ş işvereni, işçilerin taleplerinin yeraldığı dilekçeleri almıyor, işçilerden E DEVLET ŞİFRESİistiyor, raporlu işçiyi işten atıyor. İş cinayetleriyle ölümlere karşı çıkarak yaşamı ve yasal haklarını savunan işçiler şimdi işveren ve onun suç ortağı sendikanın boy hedefinde baskı görüyorlar, taciz ve tehdit ediliyorlar. İşverenler kanuna açıkça aykırı biçimde işçilerden e-devlet şifresini ve bu şifrenin bulunduğu belgeyi almaya çalışmakta ve bu belgenin işverene teslim edilmesini isteyen yasal olamayan duyuruları ilan panolarına asmaktan bile çekinmemektedir.(Örneği ekte sunulmuştur)
Faciadan sonra yasadışı uygulamalar Soma özelindeki genel hassasiyete rağmen, başvurularımıza ve suç duyurularımıza rağmen, devam etmektedir.
Denetlemeler tamamlanıp ocaklar güvenli hale getirilene kadar işçilerin yeraltında çalışmaya zorlanamayacağı, işten atılmayacağı, maaş ve ücretlerinin teminat altında olacağı devletin en üst düzey yetkilileri tarafından söz verilmesine rağmen hem bu hususlar hem de diğer genel yasalar açıkça ve ısrarla ihlal edilmeye devam edilmektedir. Bunlardan bazıları şöyledir:
* İşten atılan işçiler vardır.
* İşten atıldığı söylenen ve işyerine sokulmayan işçilere yasa gereği yapılması gereken yazılı bildirimler yapılmayarak, atıldığı gerekçesiyle işyerine sokulmayarak işyerine giremeyen işçiye işe gelmediği şeklinde tutanak tutulup kusurlu duruma düşürülme hilesi vardır.
* İşten atılmaya zorlanan işçilerden, başka iş bulduğu için kendi rızasıyla işten ayrılma dilekçesi imzalatılmaya zorlanarak atılmaya çalışan işçiler vardır. Bu ihlallere ilişkin somut olay, isim adres ve telefon sunmaya hazırız.
*Sendikal ayrımcılık ve sendikal baskı; tehdit, ceza vermek ve işten atmak gibi yasa dışı uygulamalarla devam ettirilmektedir. Bu konuda sendikamızın Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyuruları, Kaymakamlık, ÇSGB ve ilgili diğer mercilere yazılı başvuruları yazımız ekindedir.
* Bir başka çarpıcı örnek ise geçen yıl TKİ/ELİ’ye bağlı Soma, Darkale bölgesindeki sahada faaliyet gösteren Uyar Madencilik işyerinde Kasım 2013 yılında tekrar meydana gelen iş cinayetinde de bir işçi ölmüş, üç işçi de yaralanmıştır. ÇSGB müfettişleri üst üste ölümlü iş cinayetleri olan bu işyerini, eksikleri tamamlanmasına kadar kapatmıştır. İstenen önlemlerin maliyeti, rezerv ve bir kaç ay sonra sözleşme süresinin tamamlanacak olması nedeniyle işveren faaliyetine son vermiş, işçilere de kapıyı göstermiştir. Ödemek zorunda olduğu maaş ve kıdem tazminatları için 2016-2017 yılları tarihli senet vereceğini, ancak senetleri işverenin hazırladığı sözleşmeyi imzalayan işçilere vereceğini beyan etmiştir. Teklif edilen sözleşmede: senetleri başkasına ciro etmeyeceği, zamanında ödenmez ise icra işlemi yapılmayacağı, işverenden başkaca alacağı kalmadığı ve dava açmayacağı gibi komik maddeler bulunmaktadır. İşçiler bunu üzerine üyesi oldukları ve işyerinde toplu iş sözleşmesi bağıtlamış olan Türkiye Maden-İş sendikasına başvurarak sorunu çözmesini talep etmişler. Sendika ise işverenin zor durumda olduğunu, senetleri almalarının hayırlı olacağını, başkada bir şey yapılamayacağını söylemiştir üyelerine. Hâlbuki yasalarda kıdem tazminatları, ücret ve işçi alacaklarının ödeme süre ve koşulları açıkça tanımlanmıştır.
Bu işçilerin haklarını alması konusunda yetkili olan sendika değil, bizim sendikamız görev yapmış; dava açılması, üst işveren olan Bakanlığınıza bağlı TKİ/ELİ’den Uyar Maden İşletmesinin istihkak, alacak ve teminatlarının ödenmeyen işçi hakları için bloke edilmesi vb çalışmalar yapılmıştır. Uyar madencilik işvereninin devletteki alacakları ne yazık ki ödenmiştir. Ama işçilerinin Ekim ve Kasım 2013 yılına ait maaşları, kıdem tazminatları ve diğer alacakları halen ödenmemiştir. Yani hak ihlalleri, yasa ihlalleri sendikalı olmalarına rağmen eskiden beri kapsamlı ve sistematik biçimde yapılmaktadır. Halende devam ettirilmektedir.
Tüm bu uygulamalar açıkça yapılmaya devam ederken, Soma’daki yetkili sendika Türkiye Maden – İş Sendikası’nın bilgisi, onayı ve işbirliğiyle yapılmaktadır. Soma’da durum böyledir.
Üretime ara vermiş ocaklar:
Ülkemizin 2014 Mayıs ayı gündemine damgasını vuran faciada 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma Kömürleri A.Ş’nin kazalanan Eynes ocağı dışındaki diğer (Işıklar ve Ata bacası) iki linyit ocaklarında o günden bu yana üretim yoktur. Ocakların eksikleri giderilememiştir. İşçiler ücretsiz izinli sayılıyor, ocakların geleceğine dair çeşitli yorumlar yapılırken işletmede çalışan işçiler ise bir yandan yaşamını yitiren arkadaşlarının üzüntüsünü, travmasını taşırken diğer yandan belirsizlik ve gelecek kaygısıyla yaşıyorlar. Facianın olduğu ocağın dışındaki üretime ara vermiş bulunan bu ocakların eksiklerinin hızla tamamlanarak güvenli biçimde üretime alınması konusu önemle ve hızlıca ele alınmalıdır. Bu konuda maden sahalarının sahibi olan Enerji Bakanlığı TKİ/ELİ’nin üst ve ana işveren olarak da yetki ve sorumluluğu vardır.
Sayın Bakanımız;
“Enerji ve maden kaynaklarını verimli, etkin, güvenli, zamanında ve çevreye duyarlı şekilde değerlendirerek dışa bağımlılığı azaltmayı ve ülke refahına en yüksek katkıyı sağlamayı görev edindik.”
sözlerinize uygun olarak aşağıda SOMA’ya ilişkin taleplerimizi biz maden işçileri ölmeden, kazalanmadan ve yaralanmadan, ücret, özlük ve sosyal haklarımız çiğnenmesin dileklerimiz ile bilgilerinize sunuyoruz.
Taleplerimiz:
* Ülkemizde madenciliğin insani ve çevresel normlar temel alınarak daha güvenli ve etkin yapılabilmesi için sosyal taraflardan, üniversitelerden alınan görüşlerle ulusal madencilik politikasının temel çerçevesi güncelleştirilip kesin hatlarıyla kesinleştirilmeli. Bunun ardından madencilik mevzuatı yeniden ele alınmalı, düzenlenmelidir.
* Taşeron uygulaması kaldırılmalı, kiralama ve hizmet alımı standartları düzenlenmelidir.
*İç ve dış denetimde standartlar etkin, bağımsız ve gerçekçi sonuçlar üretecek şekilde mevzuat ve uygulamada düzenleme ihtiyacı ivedilikle gerekmektedir.
Ciddi yetki ve yaptırımlara sahip olan Fenni nezaretçi ücretleri, denetlenen işveren tarafından değil ortak havuzda oluşan gelirden sağlanmalı ve görevlendirmeler bağımsız kurullarca yapılmalıdır. Denetim ağını risk değerlendirme ve alınması gereken önlemlerin tespiti bakımından da işverenlerden bağımsız hale getiren düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Denetim sürecinde sendika ve konfederasyonlar, TMMOB ve Maden Mühendisleri Odası, TTB, denetim mekanizmasının işleyişini denetlemeli, sonuçları TBMM, hükümetler ve kamuoyuna raporlayan etkili pozisyon sağlaması mevzuata dahil edilmeli.
* ILO 176 Sayılı Sözleşmesi ülkemiz tarafından imzalanmalıdır.
* MİGEM, ÇSGB ve Enerji Bakanlığının, metanlı ve yangınlı ocakları etkin denetleyecek uzman ve müfettiş eğitimi yeterli kalite ve sayıda, ihtiyacı karşılayacak bağımsızlık sağlanarak mevzuatta yerini almalıdır. Bu denetimleri merkezlerden ve belli zamanlarda yapmak yerine, Soma gibi büyük havzalarda yerel birimler haline getirilen denetimler maden havza ve bölgelerine taşınmalıdır.
Denetimlerin ve sonuçlarının şeffaflığı ve işçiler ile kamuoyunca ulaşılırlığı garanti altına alınmalıdır.
* Soma’daki (ve maden havzalarındaki) hastanelerde bulunmayan yanık ünitesi gibi gerekli üniteler kurulmalı, ortopedi vb servisler güçlendirilmelidir.
* Meslek hastalıklarını ölçüp, değerlendiren ve tedavi eden sağlık birimleri ve mevzuat desteği ile önlenmesine ilişkin mekanizmalar tamamlanmalıdır.
* İşçilerin adalete erişim olanakları çok zayıftır. Bölgede iş mahkemeleri olmadığı için iş davaları başka mahkemeler tarafından yerine getirilirken uzayan zaman, bilirkişi maliyetleri, İşverenlerin ilk kayıt ve tutanaklardaki hileli hakimiyeti vb nedenlerle işçiler sonuç alamamaktadır. Parlamento’ya ve Adalet Bakanlığımıza ait olan bu alanda Enerji Bakanlığımızın talep ve takip hususu problemin giderilmesinde önemli katkı verebilecektir.
* ISIG mekanizmalarında yer alan işçilerin eğitim, izin ve iş güvencelerini yasal olarak sağlanması önemlidir.
* Enerji Bakanlığımız hem madencilik ve enerji kaynaklarımızdan gelen ve hem de asıl ve üst işveren olarak sorumluluklarını yerine getirirken en ucuza ve en çok üretime odaklanmak yerine çevresel, insani normlar ve mevzuatın uygulanmasının takip ve kontrolünde kamu ve ülke yararına odaklanma görevi kuvvetlendirilmelidir.
Devlet yetkilileri tarafından Soma için verilen yapıcı vaatlerin parlamento düzenlemelerinin gerçekleşmesi ile uygulamada işverenler tarafından deforme edilmesinin önlenmesi için beklentilerimiz:
* Soma Kömürleri A.Ş.nin facianın olduğu (Eynes/Karanlıkdere) ocağın dışındaki (Atabacası ve Işıklar) kapalı ocakların belirsizliğinin giderilmesi. Atabacası ve Işıklar ocaklarında tesbit edilen eksiklerin giderilmesi ve güvenli biçimde üretime sokulması için gereken çalışmanın bu ocakların asıl sahibi olan TKİ/ELİ tarafından da ele alınması.
Kapalı olan bu ocaklardaki işçilerin aylıklarının ve sosyal haklarının tam ve zamanında ödenmesi için belirsizlik ve kaygıların giderilmesi.
* Devlet organlarınca denetimleri yapılana ve teftiş raporları ile eksikleri tamamlanana kadar işçilerin madene inmesinin zorlanamayacağı,
* Bu süreç zarfında hiçbir işçinin çıkışının verilmeyeceği,
* Yeraltında çalışanların dinlenme ve yemek sorununun çözülmesi,
* Uyar Madencilik çalışanlarının 2013 yılına ait eski alacaklarının ödenmesi için TKİ’nin sorumluluk üstlenmesi.
* İçinden geçtiğimiz bu süreçte Soma’daki işçilerin hem yasalardan kaynaklanan, hemde toplu iş sözleşmesinden doğan ve kanunlarımız gereğince dayanışma aidatıyla hak edilen alacakların değişen sendikal tercihlerinin önünde bir silah olarak kullanmaya çalışan işverenlerin kanun dışı bu uygulamalarının üst işveren olan Enerji Bakanlığımızca göz yumulmayacağı ihtar edilmelidir.
Ayrıca TBMM komisyonda çalışması devam eden işverenler ve sermaye çevreleri tarafından aleyhte etkin lobi çalışması yapılan aşağıdaki konularda sayın bakanlığınızın etkili katkısını maden işçileri olarak beklediğimiz konular:
* Kömür ve madenlerde asıl işlerde ve ana üretimde taşeron sistemin kaldırılacağı,
* Yeraltında çalışanların günlük 6 saat, (4 vardiya) yasal düzenlemesinin yapılacağı,
* Emeklilik yaşı ve haftalık çalışma saatleri ile ilgili yasaların çıkarılması,
* Ölen madencilere TOKİ’den ev, yakınlarından en az birisine iş sağlanması,
* Resmi tatil ve yıllık izinlerin yer altı sigortasından işlem görmesinin sağlanması,
* Madenler ve kömür yer altı üretiminde çalışan işçiler için ücret sınırlarının yükseltilmesi.
* Şu anda çalışan diğer kömür işletmeleri ve madenlerde iş güvenliği konusunda yapılan çalışmaların kamuoyu tarafından bilinmesi ve izlenmesinin sağlanması. Denetim süreçleri ve risklerin uygun biçimde bağımsız kurumlara, heyetlere açık hale getirilmesinin sağlanması.
Saygılarıımızla.
Yunis AKBAĞ Tayfun GÖRGÜN
Genel Sekreter Genel Başkan