Ankara’da DİSK üyesi işçiler kıdem tazminatının fona devredilmesine karşı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yürüdü. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, kıdem tazminatının fona devredilerek yağmalanmasına izin vermeyeceklerini bildirdi.
Milli Kütüphane önünde bir araya gelen işçiler, yürüyüş boyunca “Kıdem hakkımız, söke söke alırız”, “Genel grev, genel direniş” sloganlarını attı. Bakanlık önünde konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, hükümetin 2016 eylem planında yer alan düzenlemenin amacının patronların işçileri işten çıkartma maliyetlerini düşürmek olduğunu söyledi. Çalışma Bakanının “İşverenlerimizin kıdem tazminatı yüzünden kabuslar görmesini istemeyiz” ifadeleri hatırlatan Beko, kıdem tazminatının fona devredilmesi halinde patronların işten çıkarttığı işçiye toplu ödeme yapmak zorunda kalmayacağını söyledi. Böylelikle işten çıkarmaların kolaylaşacağını belirten Beko, Çalışma Bakanının “İşveren kıdem tazminatı yükünü nasıl karşılayacağım diye işten çıkarmıyor” sözlerinin bunun kanıtı olduğunu ifade etti.
FON DEMEK YAĞMA DEMEK
Zorunlu tasarruf teşvik fonu, konut edindirme yardımı hesapları, işsizlik fonu gibi tüm fonların iktidarlar tarafından yağmalandığını hatırlatan Beko, kıdem tazminatının da fona devredilerek yağmalanacağını vurguladı.
Hükümetten yapılan “İşçiler kıdem tazminatlarını alamıyorlar” açıklamalarına da yanıt veren Beko, kıdem tazminatı ödemeyen patronlara ağır yaptırımlar getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Eyleme katılan Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreter Yardımcısı Monserrat Mir Roca da “Avrupa genelindeki 60 milyon işçiyle beraber Türkiye’deki sendikaların iş güvencesi için verdiği mücadeleyi destekliyoruz “ diye konuştu.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun, Ankara’da “Kıdem tazminatlarımız iş güvencemizdir, dokunma!” eyleminde yaptığı açıklamanın tam metni
KIDEM TAZMİNATLARIMIZ İŞ GÜVENCEMİZDİR, DOKUNMA!
KÖLELİĞE KARŞI #DİRENİŞÇİ
- AKP hükümeti, tüm emekçileri güvencesiz ve kuralsız çalıştırmak istiyor!
- Taşeron işçilerine verdiği sözlerini tutmuyor, hukuksuzlukta ısrar ediyor!
- Özel İstihdam Büroları’yla işçi simsarlığını teşvik ediyor!
- Emekçilere kölelik dayatıyor!
- Ve son olarak da Kıdem tazminatını kaldırarak iş güvencemizi yok ediyor!
Hükümetin 2016 eylem planında yer alan düzenlemenin amacı, patronların işçileri işten çıkartma maliyetlerini düşürmektir. Kıdem tazminatlarımız, yani ücretimizin ödemesi sonraya bırakılmış kısmı sermaye için “yük” olarak görülmektedir. Sayın Çalışma Bakanı “işverenlerimizin kıdem tazminatı yüzünden kabuslar görmesini istemeyiz” demektedir.
“Kabus” dedikleri şudur: Bazı işverenler işçinin kıdem tazminatı hakkını gasp etmektedir. İşçiler de dava açmaları halinde çoğunlukla tazminatlarını almaktadır. Bu durumda, yapılması gereken işverenlerin hukuksuzluğunu önlemektir. Bugün yapılan ise hukuksuzluğu önlemek yerine, kıdem tazminatı fiilen kaldırılarak hukuksuzluğa hukuk üretmektir.
Yapılmak istenen değişiklik ile amaçlanan herkesin kıdem tazminatı alması değildir. Gerçek amaçları şunlardır:
1) İŞTEN ATMAK YA DA ÇIKARTMAK KOLAYLAŞACAK
Kıdem tazminatı fona/sandığa devredildiğinde, işveren işçi çıkardığında toplu bir ödeme yapmak zorunda kalmayacak. Böylece işten çıkarmalar kolaylaşacaktır. Tüm işçiler “gündelikçi” gibi çalışacak, sendikalaşma imkânsız olacak; işçilere sürekli giriş-çıkış yapılabilecektir. Nitekim Çalışma Bakanı da asıl amacın bu olduğunu kabul etmiştir. Sayın Çalışma Bakanı, “İşveren kıdem tazminatı yükünü nasıl karşılayacağım diye işten çıkarmıyor” demiştir. Bu beyan göstermektedir ki düzenlemenin asıl amacı işten çıkarmayı kolaylaştırmaktır.
2) KIDEM TAZMİNATI ALMAK HAYAL OLACAK
Mevcut koşullarda kıdem tazminatından sadece işten atıldığımızda değil birçok durumda faydalanabiliyoruz.
İşveren hakkımızı yediğinde, askerlik hizmeti dolayısıyla, kadınlar evlendiklerinde, 15 yıl sigortalılık süresini ve 3 bin 600 gün prim ödeme süresini doldurduysak, emeklilik halinde kendi isteğimizle işten ayırıldıysak kıdem tazminatına hak kazanıyorduk. Ayrıca kayıtdışı çalıştırılmamız halinde veya işe giriş çıkış yaptırıldığında dava yolu ile kıdem tazminatını alma şansımız vardı.
Fon/sandık sisteminde bu yararlanma koşulları ortadan kalkacak. Ödeme emekli olduğumuzda ya da 10 yıl gibi bir kıdemde ev alma gibi şartlara bağlı olarak yapılacak.
3) KIDEM TAZMİNATININ SADECE ADI KALACAK
Kıdem tazminatı işverenin sorumluluğunda olan bir meseledir, esas olarak işçi ile işveren arasındaki ilişkinin sonra ermesiyle ilgilidir. Böyle olmaktan çıktığında, adı “emeklilik fonu”, “emeklilik sandığı” olur ama “kıdem tazminatı” olmaz. “Paralel” bir emeklilik sistemi kıdem tazminatı yerine ikame edilemez. Çünkü iş güvencesi sağlamaz!
4) FON DEMEK YAĞMA DEMEK
Zorunlu Tasarrufu Teşvik Fonu, Konut Edindirme Yardımı Hesapları, İşsizlik Fonu… Bu fonların hepsi siyasal iktidarlar tarafından yağmalanmıştır ve yağmalanmaktadır. Türkiye’de milyonlarca işsiz açlıkla mücadele ederken İşsizlik Fonu’ndan patronlara 50 milyon liraya yakın kaynak aktarılmıştır.
5) ÇOCUKLARIMIZIN HAKLARI GASP EDİLECEK
Kimi yetkililer “Kazanılmış haklara dokunulmayacak” diyor. Yani kıdem tazminatının bundan sonra işe girenler için ortadan kaldırılacağını söylüyor. Peki bu doğru olsa bile, yeni işçiler uzaydan mı gelecek? Onlar bizim çocuklarımız olacak. Bizden önceki kuşakların bedeller ödeyerek kazandıkları haklar, çocuklarımız için bize emanettir. Çocuklarımızı günübirlik, amele pazarı usulü çalıştırmak isteyenlere geçit vermeyeceğiz!
TÜM İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATI ALMASI İÇİN NE YAPMALI?
Eğer amaç “kıdem tazminatı alamayan işçilerin alabilmesi” ise modelin değiştirilmesi ve “fon”/“sandık” kurulması gibi karmaşık bir yollara girmeye gerek yoktur. Yapılması gereken basittir.
- Mevcut yasaya (1475 sayılı yasanın yürürlükteki 14. Maddesine) bir cümle koyarak, bir yılın altında çalışanlara da kıdem tazminatı ödenmesi sağlanmalıdır.
- İflas nedeniyle ödenmeyen kıdem tazminatını devletin ödemesi ve işverenden haciz yoluyla tahsili sağlanmalıdır.
- İflas halinde bankaların, devletin değil işçilerin alacaklarının ödenmesi öncelikli ve imtiyazlı hale getirilmesi gerekmektedir.
- Kıdem tazminatı ödemeyen işverenlere ağır yaptırımlar getirilmelidir.
- 12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan “kıdem tazminatı tavanı” kaldırılmalıdır.
- Sendikal barajlar, örgütlenmenin ve grev hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Örgütlü işçinin kıdem tazminatını gasp etmek mümkün olmayacaktır.
DİSK’in bu somut önerilerini görmezden gelenler, kıdem tazminatını ortadan kaldırmak için elinden geleni ardına koymuyor. Biz buradan bir kere daha ilan ediyoruz: Kıdem tazminatlarımızı leş kargalarına yedirmemek için mücadelemize devam edeceğiz.
- “Güvenceli esneklik” adı altında daha esnek ve daha güvencesiz çalışmanın yaygınlaşmasına karşı,
- Taşeron köleliğine karşı,
- Özel istihdam büroları ile oluşturulmak istenen köle pazarlarına karşı,
- Kıdem tazminatının fona devir adı altında gasp edilmesine karşı,
Tüm emekçileri, emek dostlarını, emekten, demokrasiden, özgürlüklerden yana olan tüm güçleri bir kez daha ortak mücadeleye davet ediyoruz. Geleceğimize, çocuklarımızın geleceğine, ülkemizin geleceğine sahip çıkmak için mücade etmek, ahlaki, sınıfsal ve siyasal bir görevdir. Emek, hak ve demokrasi mücadelesi verenler er yada geç hep kazanmıştır!
Biz de kazanacağız!