Bu gün 17 mayıs bundan tam 6 yıl önce 17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak ilinin merkezine bağlı Kilimli beldesindeki Türkiye Taş Kömürü işletmesine ait Karadon Müessese Müdürlüğü’nün kömür ocağında 30 maden işçisi hayatını kaybetti 11 maden işçisi de yaralı olarak kurtuldu.
Yerin 540 metre altında meydana gelen grizu patlamasında 30 işçi göçük altında kaldı. Yapılan çalışmalar sonucu 20 Mayıs 2010 tarihinde 28 işçinin cansız bedenine ulaşıldı. katliam sonrası hazırlanan rapora göre, galeri açmak için yapılan dinamit patlatma işleminden sonra açığa çıkan metan gazının tahliye edilmemesi patlamaya sebep oldu. Gerekli yalıtımı yapılmayan makinelerden çıkan elektrik ise madendeki gazın alev almasına yol açtı.
Patlamanın ardından iki işçi Engin Düzcük ve Dursun Kartal’ın cenazesi düştükleri kuyunun 720 metre derinliğinde 8 ay sonra bulunarak yer üstüne çıkartıldı.
17 Mayıs 2010’da 30 kişinin ölümüne, 11 kişinin yaralanmasına yol açan katliamla ilgili dava, 6 bilirkişi raporunun ardından, katliamdan yaklaşık 4 yıl sonra sonuçlandı.
Grizu faciası davasına iddianamenin hazırlanmasının ardından 6 Aralık 2011’de başlanmış, yargılama sürecinde 6 bilirkişi raporu istenmişti.
Bir raporda olayda önemli ölçüde kişiselleştirilmesi olanaksız kusurlar bulunduğu vurgulanırken, başka bir raporda ölen mühendisler, farklı bir raporda ise işveren ve alt işveren temsilcilerinin kusurlu bulunması, ailelerin tepkisini çekmişti.
Patlamadan 4 yıl sonra Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 TTK yöneticisinin de aralarında bulunduğu 5 sanığı, 5 ile 10 yıl arasında hapis cezasına çarptırdı.
Her iş cinayetinden sonra açılan davalarda gerçek sorumluların yargı önüne çıkartılamaması, verilen cezaların caydırıcı nitelikte olmaması, yargılama sürelerinin hem uzun olması hem de şeffaf olmaması bir sonraki katliamın sebepleri arasındadır. Bu yüzden Torunlar, Soma ve Ermenek katliamı davaları gibi iş cinayetleri davaları gerçek sorumluların yargılanması, dava süreçlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi, caydırıcı cezaların verilmesi gibi gerek kamuoyunun nezdinde gerekse hukuki süreçleri açısından tatmin edici bir şekilde yürütülmesi yeni katliamların oluşmasını engelleyecektir