Temmuz ayında en az 164 işçi hayatını kaybetti.
Dardanel, Vestel ve diğerleri…
Bir yanda güvencesiz ve koronavirüse karşı önlem alınmayan çalışma koşulları diğer yanda işsizlik-açlık baskılanması. Sermayeninin işçi sınıfını güncel olarak cenderesine aldığı durum budur. Bugün Dardanel’de, Vestel’de, şantiyelerde, tekstil fabrikalarında, kargo firmalarında vs. yaşananlar işçi sınıfına karşı işlenen suçlar olarak tarihe geçmektedir.
MÜSİAD tarafından dile getirilen “kapalı devre çalışma sistemi” Dardanel’de fiilen hayata geçirildi. İl Hıfzısıhha Kurulu üretime ara verilmesi kararını vermesi gerekirken çalışmanın devamına ve işçilerin gösterilen yerde konaklamasına karar veriyor. Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay’ın “Bir tarafta halk sağlığı, bir tarafta bayram öncesi işsiz kalacak insanlar vardı. Çok düşünemeden, yoğunluk içerisinde bir karar almak zorunda kaldık.” demesi işçi sınıfına sunulan seçenekleri özetlemektedir.
Vestel’de ise Beyaz Eşya Genel Müdürü Erdal Haspolat yapılan eleştiriler sonucu “Manisa’daki fabrikada 2 işçi koronavirüsten hayatını kaybetti, 380 işçi koronavirüse yakalandı.” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Ancak ne haftada 60 saati aşan çalışma saatlerinden ne de işçilerin bir bütün olarak çalışma koşullarından bahsetti. Yine Covid-19’dan ölen işçilerin ismini de söylemedi, biz hatırlatalım: 28 Temmuz’da Taner Arı ve 5 Ağustos’ta Ömer Tatlikalp tedavi gördükleri koronavirüs nedeniyle hayatlarını kaybettiler. Yine Vestel işçileri en az beş arkadaşlarını daha Covid-19 nedeniyle kaybettiklerini belirtiyorlar.
“Fabrikada virüs bulaşmış işçiler varken TSE Vestel’e ‘güvenli üretim belgesi’ nasıl veriyor? Yoksa bu belgeler işyerlerini olası davalar için koruma amacı mı taşıyor?”