AKP hükümeti tarafından uzun süredir üzerinde çalışıldığı bildirilen ve büyük bir sansasyon yaratacağı belirtilen “Demokrasi Paketi” Başbakan tarafından bugün kamuoyu ile paylaşıldı.
Demokrasinin gelişmesine, hak ve özgürlüklerin genişlemesine katkı sunacağı ilan edilen paket açılırken bile basın özgürlüğü ihlal edildi. Basına yasak ve ayrımcılık sürdürüldü. Sansürcü yaklaşım, bugün paketin açıklandığı basın toplantısında bazı gazete, televizyon ve ajans muhabirlerinin izlemesini yasakladı. Toplumsal kesimlerin büyük oranda düşünce ve önerileri alınmadan, onların talep ve sorunlarına yer verilmeyen bu paketin, tamda ortaya çıktığı sürece benzer bir şekilde, bir kısım basın yayın organlarına sansür konularak ortaya dökülmesi kaygı yaratmaktadır. 12 Eylül darbesi sürecinden bu güne her geçen gün ülkenin sorunları derinleşirken, toplumun büyük bir kesimi işsizlik ve yoksullukla inim inlerken, inkar ve imha politikaları sonucu ortalık kan deryasına dönmüş, gözyaşı anne ve babaların kaderi haline dönüştürülürken, cezaevlerinde insan hakları ihlalleri boyutlanarak sürerken ve hasta tutuklular yargıdan aldığı cezanın dışında birde tedavileri esirgendiği için ölüme mahkum edilirken, işçiler taşeron sistemi altında örgütsüz, iş güvencesiz, açlık sınırının altında çalıştırılıp, iş cinayetlerine kurban edilirken, kadın cinayetleri her gün gazete manşetlerinden düşmezken, eğitim ve öğretim sistemi kangren haline dönüştürülmüşken, inançlar üzerinde politika yapılarak farklı kimlik ve inançların talepleri görmezden gelinip cami cemevi projeleri ortaya sürülerek asimilasyon devlet politikası haline getirilirken, sürek avına dönüşen gözaltı ve tutuklamalara ara verilmezken, yargı üzerindeki devam eden baskılarla hukuk hükümetin sopası haline getirilmeye çalışılırken; toplumun demokrasi talebi oldu bittiye getirilerek ülkenin doğası değişik isimlerle gündeme getirilen projelerle katledilirken bu paket acaba hangi derde deva olacaktır.
AKP’nin paketi;
Ne çalışma yaşamıyla ilgili sendikal örgütlenme, kayıtdışı, taşeron sistemi, iş cinayetleri ve sendikal barajların yarattığı sorunlara,
Ne insan hakları ihlallerine,
Ne düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin ortadan kalkmasına,
Ne kadın cinayetlerinin son bulmasına,
Ne Kürt sorununun çözümüne,
Ne 12 Eylül darbesinin yarattığı tahribatların ortadan kaldırılmasına,
Ne yaşanılan doğal çevrenin korunmasına,
Ne cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin yaşadıkları insanlık dışı uygulamaların son bulmasına,
Ne yargının bağımsız bir şekilde görevini yapıp hukukçuların özgürce savunmalarını yapmalarına,
Ne evinden, köyünden, yurdundan zorla göç ettirilenlerin zararlarının karşılanarak kaygısız bir şekilde geri dönmelerine,
Ne tüm ülke insanının barış içinde, eşit ve kardeşçe yaşamalarına olanak sunmayacaktır.
Açıklanan paket, seçim öncesi büyük bir aldatmacadır. Bu paket bir son değildir denilerek, ülkedeki talep sahibi geniş halk yığınlarının tepkilerini azaltmak ve beklentilerinin sürmesi sağlanarak oy devşirmesi amaçlanmaktadır.
Son birkaç yıldır demokratikleşme konusunda sürdürüldüğü ifade edilen çalışmaların devamında böyle yetersiz bir paketin ortaya çıkması büyük talihsizliktir. Bu, AKP iktidarı ve söyledikleri onca yaldızlı lafları sorgulamaya neden olacak bir çalışmadır. Eminiz ki halkımız ortaya çıkan paketi iyi değerlendirecek ve seçimlerde ortaya koyacağı özgür iradeyle, “AKP paketi al başına çal” diyecektir. 30 Eylül 2013
Dev. Maden – Sen Yönetim Kurulu