“Bizi eskiden düğünler birleştirdi, şimdi acı ve vahşet birleştirdi”
Taziye evi sahibi bir Reyhanlılı
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 52 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıların ardından Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği (TTB) yöneticilerinden oluşan bir heyet, halkın acılarını paylaşmak ve incelemelerde bulunmak üzere 16 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı’daydı.
Reyhanlı’da bombalı saldırıların yaşandığı Reyhanlı Belediyesi ve Postane binasında incelemelerde bulunan heyet, hayatını kaybedenlerin taziye evlerine başsağlığına gitti, hastanede tedavi gören yaralıları, zarar gören esnafı ziyaret etti.
Heyet daha sonra, Antakya merkezinde “Yastayız” yazılı bir pankart arkasında kitlesel bir yürüyüşe katıldı. Heyetteki DİSK yöneticileri Samandağ Belediyesi’ni de ziyaret etti.
Heyetin gözlemleri ve değerlendirmeleri şunlardır:
• Katliamda ölü sayısının 51 olduğu, yaklaşık 200 kişinin yaralandığı ve 10 civarında yaralının durumunun kritik olduğu öğrenilmiştir.
• Başta Reyhanlı olmak üzere Hatay’ın tamamında halkın oldukça tedirgin olduğu, yeni saldırıların geleceğinden korktuğu ve geleceğe dair ciddi kaygılar taşıdıkları gözlemlenmiştir.
• Kaygıların başlıca sebebi belirsizlik ortamıdır. Bölgenin neredeyse Suriye’deki savaşın bir cephesi, “lojistik üssü” haline gelmesi, devletin çeşitli gizlilik prensiplerinin öne çıkmasına, halkın sağlıklı bilgilendirilmemesine neden olmaktadır. Bu durum halkın endişelerini daha da büyütmekte, çeşitli söylentilerin hızla yayılmasına neden olmaktadır. • Reyhanlı halkının ciddi bir fiziki ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğu anlaşılmıştır. Gerek ölenlerin yakınları, olayın tanıkları gerekse patlama anında dershanelerde bulunan ya da yeni çıkan çok sayıda ortaöğrenim öğrencisinin varlığı ciddi bir psikolojik destek talebini ortaya çıkarmıştır. Bu noktada bu ihtiyaçların giderilmesi için emek ve meslek örgütlerinin de katkısı için kanalların yeterince açık olmadığı görülmüştür. Türk Tabipleri Birliği psikolojik destek konusunda durum analizi yapmak üzere ilk gözlem ekibini yollamış durumdadır.
• Reyhanlı’da ve genel olarak Hatay’da halk, bu katliamın yaşanmasında AKP hükümetinin savaşı şiddetlendirmeye yönelik Suriye politikasını sorumlu tutmaktadır. Halk bombaları kimin attığından öte, Suriye’deki savaşın kentlerine taşınmasının sorumlularına işaret etmektedir.
• Reyhanlı’daki, iki şiddetli patlamadan sonra patlama merkezine yakın binaların ciddi hasar gördükleri tarafımızdan tespit edilmiştir. Ancak, hasarlılık dereceleri, taşıyıcı sistemlerinin etkilenip etkilenmedikleri, oturulup oturulamayacakları teknik olarak incelenmeden, bu binaların, sahipleri tarafından sıva ve boya tamiratı yapılarak yeniden kullanıma hazır hale getirilmesiyle yeni facialara davetiye çıkartılmaktadır. Bu hasarların teknik tespiti yapılarak devlet tarafından eksiksiz tazmini istenmektedir.
• Birçok basın-yayın organında ifade edilenin aksine Reyhanlılar tüm Suriyelilere değil, sınırdan elini kolunu sallayarak geçen, bölgede egemenlik kurmaya çalışan silahlı gruplara tepki gösterdiklerinin altını özel olarak çizmektedir. Halk yer yer ellerinde silahlarla dolaşan radikal İslamcı, cihatçı grupların, para karşılığı savaşan çetelerin bölgedeki varlığına derhal son verilmesini istemektedir.
• Yaptığımız görüşmelerde, Suriyeli mültecilerin yoksul olanlarının büyük oranda kamplarda kaldığı, şehir merkezlerinde ev kiralayarak kalanların ise büyük oranda daha varlıklı kesimler ve Suriye’de savaşan güçler olduğunu aktarılmıştır. Sadece Suriyeliler değil çeşitli ülkelerden çok sayıda “iş insanı” ve “ajan”ın akınına uğrayan Reyhanlı gibi kentlerde emekçi kesimler yükselen kiralar ve güvenlik sorunu nedeniyle endişelidir ve devletin bu konuda bir önlem almadığından şikayet etmektedir. Suriye’deki çatışmalardan kaçan mağdur Suriye yurttaşları ile rejimi devirmek için Hatay’da üslenen ve cihatçı terör gruplarının ayrıştırılması yönünde hiçbir çaba harcanmaması ve bu durumun ülkemiz yöneticilerinde bilinçli olarak tercih edildiği yönünde yaygın bir kanaatin varlığı anlaşılmıştır.
• Cilvegözü sınır kapısında Şubat ayında meydana gelen bombalı saldırının ardından, sınır güvenliği sorunu gündeme gelmesine ve hükümetin önlem alındığını söylemiş olmasına rağmen, Reyhanlı halkı sınır giriş-çıkışlarının denetimsizliğini bizzat gözlemlemiştir. Halk bu nedenle katliamın göz göre göre geldiğini düşünmektedir.
• Hem Reyhanlı’da hem de Hatay’ın genelinde Alevi ile Sünni yurttaşları birbirine düşürmeyi hedefleyen bir oyun oynandığı fikri oldukça yaygındır. Farklı etnik kökenlerden ve inançlardan insanların yıllardır bir arada yaşadığı Hatay’da halkın bu tehlikeye karşı oldukça duyarlı olduğu gözlemlenmiştir. Çoğunlukla Sünni yurttaşların yaşadığı Reyhanlı’daki saldırı sonrası, Alevi yurttaşların yaşadığı bölgelerde düzenlenen protesto yürüyüşleri ve Reyhanlı halkının yasını paylaşmaya yönelik etkinlikler bu anlamlı duyarlılığın yansımasıyken, devletin bu gibi etkinliklere “tehdit” algısı içinde yaklaştığı görülmüştür.
• Böylesine büyük bir katliamın ardından hiçbir inandırıcılığı olmayan gerekçelerle hukuk zorlanarak çıkarılan “yayın yasağı”, AKP’nin zarar göreceği kaygısıyla fiilen uygulanan medya sansürü, Reyhanlı ve Hatay halkının yaşadığı mağduriyetin ve taleplerinin görünmez kılınması, Hükümetin ulusal yas ilanı etmemesi hatta televizyonların eğlence programı akışında hiçbir değişiklik yapmamaları ve Başbakan’ın Reyhanlı’ya olayın ertesinde gelmeyişi de halkta çeşitli tepkilere neden olmaktadır. Halk kendisinin değersiz görülmesinden ve “AKP’nin Suriye Projesinde” bir maliyet olarak görülmesinden oldukça rahatsızdır.
Sonuç :
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB heyeti olarak, neredeyse savaşın bir cephesi haline getirilmiş olan Hatay’ın, ziyaretimiz boyunca duyduğumuz “barış” çığlığını tüm Türkiye emekçilerine anlatma ve aktarma ile sorumlu olduğumuz noktasında görüş birliğine varılmıştır. Örgütlerimiz halkların savaşa karşı tepkilerini birleştirme sorumluluğuyla hareket etmeye kararlıdır.
İzlediği Suriye siyasetiyle halkı ateş çemberine atan hükümetin Reyhanlı’da yaşanan acının sorumluluğundan kaçması mümkün görünmemektedir. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB sorumluların hesap vermesini isteyen Hatay halkının bu talebinin takipçisi olacaktır.
Örgütlerimiz, bölge halkının fiziksel ve psikolojik yaralarının sarılması için elinden geleni yapmaya hazırdır. Hükümete çağrımız engelleyici değil bu desteğin kanallarını açan bir tutum içerisine girmesidir. 29 Mayıs 2013