Madencilik sektöründe işverenler karlarını artırıyor. Bu yılın ilk ayında İstanbul Maden İhracatçılar Birliği (İMİB) tarafından düzenlenen çalıştayda konuşan İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Genel Sekreteri Dr. Selahattin Armağan, “Madencilik sektörü ise 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 38,89’luk bu artışla gelen 5,93 milyar dolar ihracat rakamı ise cumhuriyet tarihi rekoru olarak kayıtlara geçmiş oldu” açıklaması yapmıştı.

İstanbul Sanayi Odası (İTO) tarafından Mayıs’ta yayımlanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2021 Araştırması” sonuçlarına göre ilk 500 büyüksermaye şirketlerinin üretimden net satışları 2020’deki 1,2 trilyon lira olan seviyesinden, yüzde 73,8’lik artışla 2021 yılında 2 trilyon lirayı geçti.  Temmuz’da yayınlanan “İSO Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2021” araştırmasının sonuçlarına göre de ikinci 500’de yer alan şirketlerin üretimden net satışları yüzde 77,5 oranında artarak 191,1 milyar TL’den 339,2 milyar TL’ye yükseldi.

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Metin Çekiç’in madencilik sektörünün, rezerv zenginliğiyle sanayinin gelişiminde önemli bir paya sahip olan madencilik sektörünün, 2022 yılının ilk 4 aylık periyodunda 2,23 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini belirtti. 

Madencilik faaliyeti yürüten şirketlerin gerek düzenlenen çalıştayda madencilik sektörünün ihracat başarısının cumhuriyet tarihinde rekor kırması gerekse de İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından bu yılın ortalarında açıklanan ilk ve ikinci 500 şirket sıralamasın da madencilik karlılıkta ön sıralarda yer almaktadır. Madencilik sektöründeki ihracatın döviz cinsinden olması ve dünya piyasalarında ve ülkede emtia fiyatlarının yükselmesine rağmen maden işçileri aldıkları düşük ücretlerle açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmektedir.

Peki, tüm bunlar ne anlama geliyor?

Madencilik sektöründe bu yüksek karlılığa ve açıklanan ihracatta kırılan cumhuriyet rekoruna rağmen, işçi ücretlerinin neden her geçen gün erimesi söz konusudur?

Maden işverenleri, karlılıklarını işçilerin canları, kanları ve alın terleri ile gerçekleştirdiklerini bilmediğimizi sanmaları imkânsız olduğuna göre bu eşitsiz dağılım neden, nasıl ve niçin sürüyor?

Asıl cevaplanması gereken soru bu?

Bu sorunun cevabı oldukça basit; maden işverenleri karlılıklarını artırıyorsa, bize, maden işçilerine düşen öncelikli görev, maden işçisinin bu karlılıktan, bu karlılığın karşılığı olan ücretlerine ve sosyal haklarına bir an önce kavuşabilmesidir. Bu eşitsiz ve adaletsiz gelir bölüşümüne karşı örgütlenerek, birleşerek ‘bu böyle gitmez’ diyecek ve hakkımız olanı alacağız.

Maden işverenlerine bir kez daha sesleniyoruz:

Gittikçe artan karlılığınızla övünüyor ve bozulmaması gereken çalışma barışından söz ediyorsanız; artan karlılığınızı, o karlılığı borçlu olduğunuz işçilerle bölüşmek zorundasınız.

Bunu da öncelikle, işçilerin haklarını güvenceye alan uluslararası ve Anayasal yükümlülüklere uyarak işçilerin örgütlenme ve sendikal faaliyetlerine saygı duyacaksınız.

İhracat artış karlılığınızı döviz cinsinden nasıl iştahla hesaplıyorsanız; madenlerinizde yok pahasına çalıştırdığınız maden işçilerinin ücretlerinin, hem enflasyon hem de döviz karşısında erimeyen, insanca yaşanabilecek ve geçinebilecek bir seviyeye çıkarılmasını kabul edeceksiniz.

Hakkımız olanı istiyoruz ve alacağız!

Biz maden işçileri; çalışıyor, üretiyor ancak hakkını alamıyorsa bunun nedeni gerçek sendikalaşmanın olmamasıdır. Maden işçileri kendilerini iliğine kadar sömürten, geleceklerini yaşanılmaz kılan sarı sendikacılığa mahkûm değildir, insanca yaşamaya yetecek adil bir ücret, çalışırken ölmeden, sakatlanmadan güvenli ve güvenceli bir gelecek istiyor!

Madenleri yer altının karanlığından yer yüzünün aydınlığına çıkaran; tüm bu yüksek karlılık oranlarını yaratan ama görmezden geldiğiniz maden işçileri olarak diyoruz ki; zenginliğiniz bizim eserimizdir, hakkımız olanı istiyoruz ve alacağız!  

Örgütleneceğiz, Birleşeceğiz ve Kazanacağız!

Dev. Maden- Sen Genel Yönetim Kurulu