“Torba Yasa” bir kez daha patladı!
Davutpaşa, Tuzla, Bursa, Balıkesir, Zonguldak, Ankara-OSTİM, Antalya ve şimdi de Kahramanmaraş. Katliam gibi kazalar hız kesmeden şehirden şehire sektörden sektöre kol geziyor!
Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği sistemi çökmüş durumdadır. Yapılan açıklamalar, mevzuat değişiklikleriyle piyasaya açılan, denetimin giderek zayıfladığı, yaptırımların yok denecek kadar azaldığı bir iş sağlığı ve güvenliği sistemini sürdürme çabasından başka bir şey değildir.
Madenlerde, tersanelerde, organize sanayi bölgelerinde, ya da şehir merkezlerinde iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarından yoksun, denetimsiz, yaptırımsız, ruhsatsız, güvencesiz işyerlerinde katliama dönüşen iş kazaları gelecek için de bize tablonun ne olduğunu göstermektedir.
Özelleştirme, taşeronlaştırma ve güvencesiz çalıştırmanın temel çalışma biçimi haline geldiği, sendikasızlaştırma ve örgütsüzleştirmenin giderek yaygınlaştığı, rekabet ve birikim için canlı bedenlerin acımasızca yok edildiği ve kalkınmanın bedeli olarak gösterilmeye çalışıldığı bir üretim anlayışı iflas etmiş durumdadır.
Kahramanmaraş’ta Afşin-Elbistan Termik Santrali kömür madeni sahasında meydana gelen göçük ve ortaya çıkan tablo korkunçtur: 6 Şubat 2011 günü meydana gelen göçükte 1 ölü ve 10 yaralı. Bu travma atlatılmadan üç gün sonra 9 Şubat 2011 günü yine büyük bir göçük 1 ölü ve 9 ila 30 arasında kayıp!
Teknik birikim ve beceriden yoksun taşeron şirketlerin daha fazla üretim ve birikim için emeği en ucuz biçimiyle kullandığı, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarını maliyet kalemi olarak gördüğü herkesin malumudur. Açık ocak üretiminde alınması zorunlu olan teknik önlemlerin dahi gözardı edildiği bu son göçükle bir kez daha gözler önüne sermiştir ki, taşeron faaliyet çalışanı öldürmektedir.
Buradan sesleniyoruz ki, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında yapılan piyasaya açıcı değişiklikler derhal durdurulmalıdır. Emeğin, çalışanın sağlık ve güvenlik koşullarını sağlayan, taşeron faaliyetlerini yasaklayan bir mevzuat düzenlemesi hızla yaşama geçirilmelidir. İnsana yakışır iş koşullarını sağlayan denetim ve yaptırım mekanizmaları özerk-demokratik bir yapı içinde vakit geçirmeden oluşturulmalıdır.
Facianın sorumluları bulunmalı ve yargı önüne çıkarılarak hesap vermeleri sağlanmalıdır.