Türkiye’nin yüz yıllık siyasi tarihi katliamlar ve siyasi cinayetlerle doludur. Bu katliamların büyük bir bölümü egemenlerin yönetim biçimi ve devletin baskıcı/otoriter karakterinin bir yansıması olarak yaşandığından katliamcılardan, katillerden hesap sorulamadığı gibi, olayların perde arkası devlet tarafından hiçbir zaman aralanmamış ve aksine, son olarak da Roboski Katliamı’nda görüldüğü gibi bizzat devlet eliyle üzeri örtülmeye çalışılmıştır.
Bu planlı cinayetlerden biri de Sivas-Madımak Katliamı’dır. 20 yıl önce, 2 Temmuz 1993’de gerici, faşist güçlerin planlı bir organizasyonuyla Sivas’ta “Pir Sultan Kültür Etkinlikleri”ne katılanlara saldırı düzenlendi ve bu saldırı sonucunda 35 aydın, sanatçı, yazar, kadın, genç, her şeyden önce insan, Madımak Oteli’nde yakılarak katledildiler.
Diğer politik katliamlarda olduğu gibi Sivas’ta da bütün deliller yok edilmiş, olayın gerçek yönlendiricileri yargı karşısına çıkarılmadığı gibi, yıllarca elini kollunu sallayarak Sivas’ta gezmelerine izin verilmiştir. Bir şekilde tutulup yargılananlar ise kollanmış, hafif cezalarla göstermelik kararlar verilmiş ve en önemlisi de, hem dönemin Adalet Bakanlığını yapan şahıs tarafından ve hem de bugünkü AKP hükümetinin birçok avukat milletvekili tarafından savunulmuşlardır.
Sivas Katliamı’nda işlenen suç, insanların düşünce ve kimliklerinin yok edilmesi maksadıyla katledilmesi ve dolayısıyla insanlığın katlidir. Yani Sivas Katliamı Türk Ceza Kanunu’nun 77. maddesince düzenlenen “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” başlığı altında değerlendirilmesi gerekirken ve aynı kanun bu suçlarda zamanaşımı olamayacağını da hüküm altına almışken, uzadıkça uzatılan göstermelik yargılamaların sonucunda Sivas Katliamı Davası “zamanaşımı”yla sonuçlandırılmıştır.
Sivas Katliamı’nın bütün sorumluları açığa çıkartılıp hesap sorulmadığı müddetçe toplumun vicdanında kanayan bir yara olarak kalacaktır! Gerek Roboski Katliamı ve gerekse Gezi Parkı Direnişi’nde de AKP siyasetinde kendini gösteren anlayış iktidarda kaldığı sürece, katliamcılardan, darbecilerden, failleri meçhul bırakılan binlerce cinayet işleyen katillerden gerçek anlamda hesap sorulmayacağı acı bir gerçektir.
Fakat Sivas Katliamı’nın bütün sorumluları tarih ve vicdanlarda mahkum edilmişlerdir ve gün gelecek, diğer tüm katliamlar gibi Sivas Katliamı Davası da genişletilerek tüm idari ve siyasi sorumluları yargı önünde hesap vermekten kurtulamayacaklardır.
İnsanlık düşmanı gericiliği ve ırkçılığı bir kez daha lanetliyor, yitirdiğimiz canları 20 yıl sonra aynı duygularla anıyoruz.
DİSK Yönetim Kurulu