Ayrımcılıktan, kandan, savaştan beslenen karanlık çeteler bu kez de İstanbul Sultanahmet meydanında ortaya çıktı.
10 insanı yitirdiğimiz alçakça saldırının ardından dünyanın farklı köşelerine düşen bu ateş bizim de yüreğimizi yakmış, öfkemizi büyütmüştür.
Bu katliam şebekeleri ve ona güç veren, cesaret veren odaklar bilmelidir ki eşitlik, özgürlük, barış, kardeşlik ve demokrasi özlemimizi ve mücadelemizi yok edecek bir bomba imal edilememiştir, edilemeyecektir!
Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç katliamlarının hesabı sorulmadığı için 10 Ekim 2015’te Ankara’da Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamına hedef olduk. DİSK-KESK-TMMOB-TTB olarak düzenlediğimiz Emek-Barış-Demokrasi mitingine yönelik saldırıda 101 insanımızı yitirdik.
Ankara katliamının ardından “kokteyl terör” denerek IŞİD’in sorumluluğunun belirsizleştirilmesi, hatta katliamda ölenlerin suçlanması, katliamda ölenleri ananlara yönelik soruşturmaların başlatılması, davaların açılması, son olarak da sorumlular hakkında yaptığımız suç duyurularının takipsizlikle sonuçlanmasının ardından Türkiye’nin en büyük katliamının düzenleyicileri de karanlıkta bırakılmıştır.
Her katliamın ardından ilk refleks olarak katliamın siyasi/ideolojik/toplumsal hedeflerini başarısız kılmaya yönelik hamleler yapmak bir yana tam aksi yönde bu hedefe güç veren biçimde, ölenleri suçlayan, basına yasaklar koyan bir anlayışın katliamları durduramayacağı ortadadır.
Sultanahmet’teki insanlık dışı saldırının yaşandığı gün yapılan açıklamada, katliamla ilgili 44 saniye, barış konulu bir bildiri yayımlayan akademisyenler aleyhinde ise 627 saniye konuşulması, bahsettiğimiz anlayışın son örneğidir.
“İnsanlar öldürülmesin, insanlık ölmesin” diyen tüm emek, barış ve demokrasi güçleri ile omuz omuza duracağımızı, bu karanlığa teslim olmayacağımızı, her türden ayrımcı fanatizme karşı yurtta ve dünyada barışı, kardeşliği savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Göz renklerimiz ayrı da olsa, gözyaşlarımızın rengi aynıdır. Biz inadına birlikte yaşamak, birlikte yaşatmak için mücadelemizi sürdüreceğiz.