“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” ile ilgili olarak DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’nun açıklaması
25 Kasım 1960’da Dominik Cumhuriyetinde diktatörlüğe karşı mücadelede yitirdiğimiz Mirabel kızkardeşlerin anısı kadınların şiddete, savaşa, sömürüye, ayrımcılığa karşı mücadelesinde yaşamaktadır.
Birleşmiş Milletlerin 1999’daki Genel Kurulu’nda alınan karar ile her yıl Mirabel kardeşlerin öldürüldüğü gün olan 25 Kasım tarihi “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak anılmaktadır
Kadına yönelik şiddetin başlıca kaynağı eşitsizliktir, ayrımcılıktır, cinsiyetçiliktir. Bu nedenle kadına yönelik şiddet ile mücadele, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve bu eşitsizliği derinleştiren politikalara karşı mücadeledir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini destekleyen, derinleştiren, normalleştiren her icraat ve söylem, kadına yönelik şiddetin önünü açmaktadır. Boşanmaları zorlaştıran, nafaka hakkını tartışmaya açan her girişim kadınlara şiddet karşısında suskunluğu dayatmaktadır. Kadına yönelik şiddete mazeret üretmeye çalışan yargı kararları da şiddeti desteklemektedir.
İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayılı kanunun uygulanmasında ciddi engeller çıkarılmaktadır. Kadına yönelik şiddetin engellemesi adına ilk yapılacak iş İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 sayılı kanunun uygulanmasıdır.
Öte yanda çalışma hayatında kadına yönelik şiddet ve taciz evrensel bir sorundur. 2018 yılının Haziran ayında Uluslararası Çalışma Konferansı, işyerlerinde toplumsal cinsiyet temelli şiddeti ortadan kaldırmak ve bu konu temelinde çalışma standardının geliştirilmesine yönelik konuyu gündemine almıştır. ILO’nun 100. yılında kabul ettiği “İş Yerinde Şiddet ve Tacizle Mücadele” Sözleşmesi Türkiye tarafından hızla onaylanmalı ve uygulanmalıdır.
Dünyanın dört bir yanında, eşitsizliklere, ayrımcılığa, savaşa, baskılara ve şiddete karşı omuz omuza veren kadınlar, sadece kendi yaşamlarını değil dünyayı da değiştirmekte olan büyük ve umutlu bir mücadeleyi sürdürmektedir.
Kelebekler olarak anılan Mirabel kızkardeşlerin anısı kadınların mücadelelerinde yaşamaktadır.
Kadınlar yaşayacak, kelebekler kazanacak!