Konfederasyonumuz DİSK’in çağrısı ile yurdun dört bir yanında “Susma haykır: Zamlara, adaletsiz vergilere, asgari yaşama hayır!” çağrısıyla işyerlerinde ve şehir merkezlerinde taleplerimizi haykırdık.

Başta İstanbul olmak üzere, Ankara, İzmir ve DİSK bölge temsilciliklerimizin bulunduğu illerde gerçekleştirdiğimiz eylemlerimize; DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Yönetim Kurulu Üyeleri, DİSK Bölge Temsilcileri, DİSK üyesi sendikaların yönetici ve üyeleri ile siyasi partilerin temsilcileri, emek ve meslek örgütü temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.

İstanbul Beşiktaş’ta yapılan eylemde açıklamayı DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Ankara Ulus eyleminde DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi ve Sendikamız Dev. Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün yaptı.

Tüm illerde okunan basın açıklamamız:

“Susma haykır:

Zamlara, adaletsiz vergilere, asgari yaşama hayır!  

Zamlar ve vergi artışları durmak bilmiyor.

Seçimlerden önce kaşıkla verilen ne varsa şimdi kepçeyle, kazanla geri alınıyor.

Milyonların verdiği geçim savaşı ile ilgili olarak olağanüstü toplantıya çağırılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde toplantı yeter sayısı oluşmasın diye meclis koridorlarında bekleyen iktidar bloğu vekilleri, toplantı yeter sayısına ulaşılınca canhıraş Genel Kurul’a gelip oy çoğunluğuyla zamlarla ilgili önergenin reddedilmesini sağlıyor.

AKP ve MHP’nin başını çektiği iktidar bloğu vekilleri zamlar ve vergilere ilişkin önergenin reddi için olağanüstü çabayla TBMM’yi doldururken biz susmuyoruz: Türkiye’nin dört bir yanında DİSK’li işçilerin sesi yükseliyor.

Bugün işçiler konuşacak; bugün herkes işçileri dinleyecek, çünkü ne zorluklar yaşadığımızı biz biliyoruz.

Bu zamlarla, bu vergilerle geçinemiyoruz!

Enflasyonun sıfıra düştüğünü ilan edenlerin masallarına karnımız tok:

Çarşıda, pazarda, markette, faturalarda karşı karşıya kaldığımız gerçeği biz biliyoruz.

Düşük gösterilen TÜİK enflasyonu yüzünden alım gücümüzü kaybediyoruz.

Türk Lirası hızla değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz.

Paramız pul oldukça, emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor, ülkemiz fakirleşiyor.

Türkiye’nin tüm değer ve güzellikleri, ülkemizin tüm kaynakları yabancı sermaye ve dolar milyarderleri için “kelepir mala” dönüşüyor. Paramız değer kaybettikçe bu ülke daha yoksul ve daha bağımlı hale geliyor.

“Dünya bizi kıskanıyor”muş. Neyimizi kıskanıyorlar? Dünyanın ucuz emek cenneti haline dönüştürülmesini mi?  Tüm ücretlerin asgari ücret düzeyine çekilmesini mi? Asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesini mi? Neyimizi kıskanıyorlar? Avrupa’da en düşük asgari ücretin Türkiye’de olmasını mı?  İşçileri düşük ücretlere mahkûm etmek için sendikal hakların gasp edilmesini mi? Dünyada grev ve örgütlenme hakkının en çok gasp edildiği 10 ülkeden biri olmamızı mı?

Emekliler bu ülkenin yurttaşı değil mi? Yıllardır emek vermiş, çalışmış, üretmiş, alın teri dökmüş milyonlarca emekli açlığa mahkum edildi bu ülkede. Emekliler asgari ücretin bile altındaki 7 bin 500 liraya layık görüldü. Adalet nerede, insanlık nerede, vicdanlar nerede?

Gelirde adalet olmadığı gibi vergide de adalet yok. Düşük belirlenen vergi dilimleri yüzünden milyonlarca işçi yıl içinde üst vergi dilimine geçiyor. Patronların vergileri sıfırlanırken, biz dilim dilim soyuluyoruz. KDV-ÖTV gibi tüketimden alınan dolaylı vergilerin artırılması ile yük yine bizim sırtımıza biniyor. Soruyoruz: İşçiyle patronun aynı oranda vergi vermesi adil mi? Patronlar kâr rekorları kırarken, bizim cebimize uzanan elleri uyarıyoruz!

Yeter artık! Geçinemiyoruz, geçinemiyoruz, geçinemiyoruz!

Yeter artık! Bitsin bu suskunluk! Havaya kalksın yumruklarımız!

Bizler bunu hak etmiyoruz. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretiyoruz ve hakkımızı istiyoruz.

Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzene karşı sesimizi yükseltiyoruz: Gelirde adalet vergide adalet istiyoruz! “