Soma’da yürüttüğümüz sendikal mücadele sürecinde, Genel Başkanımız Tayfun GÖRGÜN üzerinden sendikamıza dönük Kamil KARTAL ve Başaran AKSU imzalı bir saldırı başlatılmıştır.
İnternette bazı haber siteleri ve facebook adreslerinde yaygın olarak paylaşılan bu çift imzalı açık mektup ve çağrıya cevap verme zorunluluğu doğmuştur.
Soma’da yürüttüğümüz mücadelede aşmak zorunda olduğumuz bir engel ve çözülmesi gereken bir problem olarak gördüğümüz için aşağıdaki yazıyı kamuoyu ile paylaşmak zorunda kaldığımızı belirtiriz. 31 Ağustos 2014
Dev. Maden – Sen Yönetim Kurulu
DİSK/Dev. Maden – Sen Genel Başkanı Tayfun GÖRGÜN’e, “Açık Mektup” Başlığıyla Yayınlanan Yazıya Bir Yanıt.
Sayın Baylar,
Aslında yanıt verme gereği görmüyorduk. Böylesi tartışmalara katılmak, söz yetiştirmek gibi bir niyetimiz hiçbir zaman olmadı. Ancak kamuoyuna ve işçi arkadaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak, seviyeli ve kısa bir açıklama yapmayı gerekli gördük.
Birçok yerde, sizlerin bizim sendikamızla ilgisinin ne olduğu sorusuna yanıt verdik. Buradan da bir kez daha açıklıyoruz. Sendikamızla hiç bir hukuksal ve örgütsel ilişkiniz yoktur. Siz Dev. Maden – Sen’in hiçbir yetkilisi ve görevlisi değilsiniz. Çalışmalarınızda bu isim ve bu yetkiyi kullanma hakkınız yoktur. Bu durumu hem işçi arkadaşlarımıza hem de soranlara açıklamak şeffaf, samimi ve sınıf sendikacılığı doğrultusunda bir örgütlenme yapmanın gereğidir. Ayrıca sendikamızla ve DİSK’le ilişkinizin olmadığı kendinize de defalarca söylenmesine rağmen siz hala sendikanın Soma’da ki meşruiyetinden faydalanmaya, sendika üzerinden kendinize bağlı işçi konsey ve komitelerini örgütlemeye devam ediyorsunuz. Ve bu durumun sonuçlarını sizler de gayet iyi biliyorsunuz. Bakın biz, sizlerin bu tutumlarından kaynaklı “sendika da iki başlılık mı var?” “sendika da gruplar mı var?” sorularıyla karşılaşıyoruz. Bu sorulara yanıt vermek dedikodu ya da ihbarcılık değil, işçileri saf bilgisiz olarak görüp faydalanmaya çalışanların cinliğini ortaya çıkarmaktır.
Sayın Baylar,
Bugün herkes ülkenin diğer işçi havzalarında ya da maden bölgelerinde olduğu gibi Soma’da da çalışma yapıyor, yapabiliyor. Herkesin inanç ve düşünleri doğrultusunda, örgütlenme yapmasına biz karışmayız. Karışılmasını da doğru bulmayız. Ancak, sizlerin bunu yaparken “sendikamızın yetkilisi” gibi davranmanız bir örgütlenme özgürlüğü değil, aksine asalak, faydacı ve fırsatçı bir tavırdır. Bu tutum karşısında bizler de diğer bütün örgütler gibi kendimizi savunmak zorundayız. Bu tutumuzda DİSK’in, Dev. Maden – Sen’in duruşuna zarar verecek hiçbir işaret yoktur.
Sayın Baylar,
Sizlere açık açık söylüyoruz.
Toplantılarınızı DİSK ve sendikamızın adını kullanmadan, doğrudan kendi bildiğiniz “komite ve konseyler” adıyla yapmanız daha dürüst ve devrimci bir tavır olacaktır.
Sizler de biliyorsunuz ki, Soma’da işçilerin sendikamıza ve DİSK’e karşı haklı bir ilgi ve güvenleri var. Bu ismin arkasında duran tarih bu ilgi ve güvenin bizlere yüklediği sorumluk ve duyarlılığı daha da fazlalaştırmaktadır. Ancak sizler bu sorumluluğa hiçbir şekilde ortak olmadan en sorumsuz halinizle bu ismi işçilere ulaşmak için kullanıyor ve bu isimden faydalanıyorsunuz. Zaten sizler de bunun için defalarca bizden yetki, DİSK/Dev. Maden – Sen kimliği ve DİSK’in ses aracını istediniz.
DİSK’in şanlı tarihinden bahsediyorsunuz. Geçmişimizi bu kadar sahiplendiğinize göre; geçmiş ile ilgili şu bölümü size hatırlatmak faydalı olacaktır.
Sendikamız Soma havzasında uzun yıllardır mücadele yöntem ve araçları arayışı içerisindedir. 1993 yılından bu yana, bu havzada örgütlenme arayışlarını kesintisiz sürdürmektedir. O zamandan beri süregelen ilişkilerimizle bu havzada örgütlenme çabalarımız devam etmektedir. 13 Mayıs’tan sonra işçilerin DİSK/Dev. Maden – Sen’i bu kadar kolay benimsemelerinin ve tercih etmelerinin en önemli nedeni de bu ilişkilerdir. Bu nedenledir ki 13 Mayıs madenci katliamının ardından meydana gelen tepki DİSK örgütlenmesinin önünü açan değil, örgütlenmeyi hızlandıran ve güçlendiren bir sonuç doğurmuştur. Ancak Dev. Maden – Sen olarak içimizden bazı dostların ve dışarıdan sermaye ve devletin engellemelerine her türlü tehdit ve şantaja boyun eğmediğimizi gerek DİSK’in gerekse Dev. Maden – Sen’in tarihi çeşitli örneklerle ispat ve tespit etmiştir.
Mektubu yazan arkadaşlara kendi tarih ve yöntemlerinden tamda Soma’dan seslenerek şunu hatırlatmak istiyoruz: 1990 yıllarından beri ısrar edilen yanlışların sonuçlarından kazançlı çıkan sermaye ve sarı sendika örnekleri Soma’da da ispatlanmıştır. 1993’den beri yapılan hatalardan biri: Elinizde madencilik sendikası varken O’nu örgütlemek, DİSK’de örgütlenmek yerine, TÜRK – İŞ içerisinde Soma’da DAYANIŞMA grubu kurarak, sendikayı ele geçirmek tercihi içinde yer aldınız. Bu çabalarınızla DİSK/Dev. Maden – Sen’in örgütlenmesine açıkça ideolojik ve pratik olarak karşı çıktınız. TÜRK – İŞ içindeki muhalefette yer aldınız ve yıllarca sürdürdünüz ısrarınız ve harcadığınız enerji, sarı sendikaya sol görünüşlü alçağın alçağı yeni sendikacılar kazandırmaktan başka bir işe yaramadı. Bu nedenle DİSK örgütlenmesinin Soma’da gerçekleşmesi yıllarca gecikti. Bu konuda bir özeleştiri yapma erdemi aklınızdan bile geçmedi.
Devrimcilerin birbirine numara çektiği, tehdit ettiği ortamlar ve diyaloglara taraf olmaktan kaçınmamız anlaşılır bir şey olsa gerek. Sadece bunlarla değil, sol içi, emek yanlısı saydığımız kişi ve öznelerle yıpratıcı, yararsız, tüketici tartışmalara hiç taraf olmak niyetinde değiliz.
Bizler görevimize bakarız. Tüm enerjimizi sınıf düşmanlarına karşı örgütlenme ve mevzi kazanmaya ayırırız. İşçilerin hak ve çıkarları ve gelecek için öğrendiğimiz sınıf ve kitle sendikacılığı yolunda yürümekten vazgeçmeyeceğiz.
Sendikamızın örgütlenme ve sınıf mücadelesini gerektiği biçimde yürütme yolunda temel ilkeleri herkes tarafından malum olmasına rağmen buradan tekrar belirtmekte yarar var.
1. DİSK, devletten bağımsız bir sendikal örgüttür.
2. DİSK, işverenden bağımsız bir sendikal örgüttür
3. DİSK, siyasi parti ve örgütlerden bağımsız sendikal bir örgüttür.
Bu üç ilke üzerinden yürüttüğümüz her türlü sendikal mücadelede sınıfın yararına olacağına inandığımız, bu üç ilkeye uygun gördüğümüz, her türlü örgütlenme deneyimini ve birikimini önemseyerek ve mücadelemize katkı yapacağına inandığımız her türlü kurumsal ve bireysel desteği her aşamada kabul ettiğimizi ve edeceğimizi belirterek bu konunun aydınlığa kavuşturulmasını önemli buluyoruz. Ancak şu gerçekliğin de akıllardan çıkartılmamasında fayda görüyoruz; Bir takım ince hesaplar ve planlar yapılarak kurulan kumpaslar boşa çıkartılacaktır. Ayrıca “Sayın Başkan” hitabıyla nezaketli bir başlık ile giriş yapıldıktan sonra çeşitli çevrelere mesajlar özenle seçilmiş. Ancak yanıltmaya çalıştığınız bu çevreler bu numaraları yemeyeceği gibi işçilerde yemeyecektir.
Şimdi bir kez daha tüm kamuoyunun önünde soralım.
Bir sendikayla hukuksal ve örgütsel yetki ve sorumluluğu olmayan birilerinin o sendikanın adını, kimliğini veya ses aracını kullanmasına kim izin verebilir?
Sizlere son sözümüz.
DİSK’le ve sendikamız Dev. Maden – Sen ile bir ilişkinizin olmadığını lütfen kendiniz de işçilere ve kamuoyuna açıklayın. Bu daha devrimci, daha etik bir duruş olur. Böylece sendikanın gölgesine ihtiyaç duymadan örgütlenmenizi yapmış olursunuz.
Şimdi bir kez daha, tüm kamuoyunun önünde söylüyorum. Böylesi zorlama tartışmaların muhatabı olmayacağız. Bir yandan nazik ve saygılı açık mektup gönderirken diğer yandan tehdit mesajları ve SMS’leri göndermek de politik bir tutumdan ziyade aba altından sopa göstermektir. Bunu da kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz. 31 Ağustos 2014
Tayfun GÖRGÜN
Dev. Maden – Sen Genel Başkanı