Maden İşçileri Geçinebilecek Ücret, Sosyal Haklar ve Çalışırken Ölmeyecekleri Koşullar İstiyor

Kalkınmanın ve sanayinin motoru olan madenler doğada sınırlıdır ve yeniden üretilip çoğaltılabilen bir kaynak değildir. Sahibi patronlar, şirketler değil, bu üretimleri canları pahasına yapan işçiler ve yörede yaşayan halk ve gelecek kuşaklardır.

Madenciliğin, çevre ile uyumlu, evrensel madencilik prensiplerine uygun, tüm üretim süreçlerinde işçilerin de söz ve karar süreçlerine katılımının sağlandığı, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin eksiksiz uygulanması ile planlanıp yapılması gerekir.

Ancak bunlara uyulmadığı gibi, maden sahalarında özelleştirme, rödovans, kayıt dışılık ile neredeyse tüm maden sahalarında üretimin taşeronlaştırılması söz konusudur. Böylelikle denetimden uzak ocaklarda, galerilerde, aynalarda, şevlerde talan, daha fazla kâr hırsı ve üretim zorlamasıyla alın terimiz, haklarımız hatta canımız hiçe sayılıyor. Bu yüzden Soma, Ermenek, Kilimli, Elbistan, Küre, Şırnak, Karaman, Mustafakemalpaşa, Şirvan, Kozlu, Bursa ve en son Amasra’da işçi kardeşlerimizin yaşamına mal olan iş cinayetleri yaşandı.

Oysa bu iş cinayetleri önlenebilir. İşçi ölümlerinde sorumluluğu olanlar hesap vermez, elini kolunu sallayarak dolaşırsa, bir de üstelik ihale ve terfi almaya devam ederse yeni iş cinayetleri kaçınılmazdır.

Bir kez daha hatırlatalım; işyerlerinde işçinin denetimi, en etkili denetimlerden birisidir. İşçilerin üretim zorlaması baskısına direnebilmeleri, ölümcül koşullarda çalışmama haklarını kullanabilmeleri için istedikleri sendikaya özgürce üye olmaları ile mümkündür.

İşçilerin anayasal hakkı olmasına rağmen devam eden sendika düşmanlığı, işçilerin istedikleri sendikaya üye olmalarının engellendiği bu da yetmezse işveren sendikacılığı olarak tarif ettiğimiz sarı sendikalara baskı ve tehditle üye yapılmaya çalışıldıklarını yaşayarak görüyoruz.

İşçilerin sendikaya üye olmasını engellemek ve özgür iradeleri ile yapacakları sendikal tercihlerini baskı ve tehdit ile değiştirmeye çalışmak Anayasa ile güvenceye alınmış kanun maddelerine karşı işlenen bir suçtur! Bu suçu işleyen işveren ve temsilcilerine karşı bulunduğumuz suç duyuruları ile açtırdığımız mahkemelerde hapis cezası aldırdığımızın bilinmesini ve bu suçları işlemeye devam edenlere bir kez daha hatırlatıyor ve uyarıyoruz.

Maden işçilerini yerin yüzlerce metre altında ve yer üstünde en ağır koşullarda her türlü tehlike, zorluk ve riske karşı canları pahasına çalıştırmak, köleliği aratmayan koşullarda karın tokluğuna sefalet ücreti ile yaşamaya mahkûm etmek adaletsizliktir, gaddarlıktır.

Bin bir güçlük ve zorlukla canları pahasına çalışan maden işçilerinin, geçinebilecek ücret, sosyal hakları ve emeklilik süreleri ve emekli olduklarında alacakları emeklilik ücretleri iyileştirilmesi ancak sendikalaşma ile sağlanabilir.  Karlılıkta rekorlar kırılan, ihracatında artış sağlanan madencilik işkolunda, maden işçilerinin de bu karlılıktan yoksun bırakılması kabul edilemez.

Her türlü baskı ve engellemeye karşı hakları için örgütlenip sendikalaşarak; alın terlerinin karşılığını almak ve çocuklarının geleceği için mücadele eden tüm maden işçilerini bir kez daha selamlıyor, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutluyoruz.